Makale özeti ve diğer detaylar.
Türkler İslâm dairesine hakkıyla girdikleri zaman Arap ve İranlıların ortak mahsulü olarak klasik bir edebiyat ve ona bağlı bir takım genel edebiyat esasları yerleşmişti. Dil, vezin, edebi şekil ve türlerde, hayat ve kainat hakkındaki anlayışlarda, estetik bakışta müşterek ve değişmez bazı kurallar vardı ki, onların dışına çıkmak mümkün değildi. İslam kültür ve medeniyetine dahil olan her millet, kendi kültür ve medeni unsurlarını ne kadar muhafaza ederse etsin, duygu ve düşüncelerini o kalıplarla ifadeye mecbur olacaktı. Sadece Türkler değil, İslam dairesine giren diğer milletler de bu İslami ümmet edebiyatı kaide ve kalıplarına uymaya mecbur olmuşlardır. İslam sonrası İran şiiri, Arap şiirini kendine misal kabul edip başlamış ve bazı ilavelerle tekamül etmiştir. Aynı şekilde Türk edebiyatı da İslami İran şiirini örnek alarak başlamış ve kendine has ifade derinliği ile gelişmiştir. Bu yazıda edebiyat tarihimiz boyunca İran edebiyatı ile olan münasebetlerimiz üzerinde durulmuş ve bu ilişkiler ana hatlarıyla incelenmiştir.
At the time when the Turks opted for Islam a classical literature, which was a common product of the Arabs and Iranians, had already developed and thus some certain literature principles had already been established. There were some common and unalterable rules in language, meter, literary forms and types, understanding of life and universe, and aesthetical glance and it was impossible to go beyond these rules. Regardless of the degree of conservation of its cultural and civilizational elements, every nation which entered the Islamic culture and civilization would be obliged to express their feelings and thoughts with those patterns. Not only the Turks but also the other nations which have entered the Islamic circles have been compelled to obey these prototypes of the literature of the Islamic community. Iranian poetry, after acceptance of Islam, started with taking Arab poetry as example and has developed with some additions. Likewise, Turkish literature has started with modeling Iranian Islamic poetry and has developed with its peculiar utterance depth. This paper dwells upon our relations with Iranian literature through our literature history and it explores these relations with their general features.