Makale özeti ve diğer detaylar.
Herhangi bir tarihsel dönemde geçerli olan epistemik oluşum içinde, ışık ve dil, görüş ve eklemlenme keyfi bir şekilde belirlenir, düzenlenir ve dağıtılır. Bu makalede gösterildiği gibi, disiplin veya hapishane toplumunda görme ve söylemenin siyasal düzenlemesinin bir parçası olan birey, beden olarak, ruh olarak ve eylem olarak, mekansallaştırma, gözetim, disiplin ve denetim tarafından oluşturulur. Bu anlamda, görme/görülme ve söyleme/söylenmenin son derece önemli sonuçlarından biri denetime açık olmaktır. Disipline ve denetime dayalı ışık ve söz rejimi, bireyleşme ve özneleşme/boyun eğme yoluyla her şeyden çok, demokratik ve liberal bir toplumdaki baskı ve uyumu pekiştirir. Makale, mekansallaştırmanın ve bireyleşme, görme ve söyleme ve denetim arasındaki bağlantıların önemini ortaya koymak için Foucault’nun hapishane, hastane ve akıl hastanesi çözümlemeleri üzerinde odaklanır.
In each historical period, within the prevailing epistemic formation, light and language, vision and articulation are arbitrarily determined, ordered and distributed. As it is shown in this article, being a part of the political arrangement of seeing and saying in the disciplinary or carceral society, individual as body, as spirit and as action is constituted by the way of spatialization. surveillance, discipline and control. In this sense, one of vital the consequences of seeing/to be seen and saying/to be said is to be open to control. The modern regime of light and word, through individuation and subject(ificat)ion strengthens, more than anything else, discipline and obedience in a democratic and liberal society. The article focuses on Foucault’s analyses of prison, hospital and asylum in order to put forth the significance of spatialization and of connections between individuation, seeing and saying, and control.