Makaleler     Dergiler     Kitaplar    

EKEV Akademi Dergisi

Yıl 2009 , Cilt , Sayı 38

Makale özeti ve diğer detaylar.

Makale özeti
Başlık :

Foreign language learnıng, prejudice and stereotyping

Yazarlar :
Yazar kurumları :
Gazi Üniversitesi1
Görüntülenme :
931
DOI :
Özet Türkçe :

With the increasing mobility throughout the world and the advances in communication technologies, people are much more in contact with one another than ever before. When people from different national or ethnic groups come into contact with one another, the resulting interaction patterns can take many different forms. Judgments such as prejudice and stereotyping may often be negative because it is a common tendency to evaluate the other person with one’s own values that their own culture imprinted on them. Although there is some truth in stereotypes, they are often negative and resistant to change. Moreover, stereotyping and prejudice ignore the variability within a group of people and thus unfair in the judgment of the individual. They may also distort the communication between people. The Contact Hypothesis, suggested by Allport in 1954, states that contact between people will increase positive relations between them. Indirect contact, that is, learning about the beliefs, values and norms of others, can also cause positive attitudes among people. As efficient language learning provides the learner with cultural awareness, successful language learners might develop more favourable outlook on other nationalities. In this study, Katz and Braly’s (1933) adjective checklist and Bogardus’ (1928) Social Distance Scale are administered to 60 participants in order to see if speaking a foreign language makes a difference in terms of prejudice and stereotyping. The results show that there is a statistically significant difference between people who can speak a foreign language and those who cannot in terms of the trait adjectives they attributed to other nationalities and social distance preference with them.

Özet İngilizce :

Dünyada artan seyahat hareketliliği ve gelişen iletişim teknolojileri ile artık insanlar daha önce hiç olmadığı kadar birbirleriyle temas halindeler. Farklı milli ve etnik gruplara ait insanlar bir araya geldiklerinde ortaya çıkan etkileşim pek çok farklı şekilde olabilir. Başkalarını kültürümüzün bize işlediği değerler ile değerlendirmek yaygın bir eğilim olduğu için bu değerlendirmeler stereotiplerde ve önyargılarda olduğu gibi genelde olumsuz olur. Stereotiplemelerde bir dereceye kadar doğruluk payı olmasına rağmen genelde olumsuz yargılar içerirler ve değişime kapalıdırlar. Dahası, stereotipleme ve önyargı insanların değişkenliğini göz ardı eder ve bu yüzden bireyin değerlendirilmesinde haksızlık yapabilirler. İnsanlar arasındaki iletişimi de bozabilirler. 1954 de Allport tarafından öne sürülen Temas Hipotezi insanlar arasındaki iletişim ve temasın olumlu tutumlara sebep olabileceğini söylemiştir. Dolaylı temas, yani başkalarının inançlarını, değerlerini ve normlarını öğrenmek de olumlu tavırlara sebep olabilir. Etkili bir dil öğretimi kişilere kültürel farkındalık sağladığı için, başarılı dil öğrenenler diğer milletlere karşı daha olumlu görüşler geliştirebilirler. Bu çalışmada yabancı bir dili konuşabilmenin önyargı ve stereotipleme üzerinde etkisi olup olmadığını görebilmek için Katz ve Braly’nin (1933) Sıfat Listesi ve Bogerus’un (1928) Sosyal Mesafe Ölçeği 60 katılımcıya uygulanmıştır. Sonuçlar bir yabancı dili konuşabilen kişiler ile konuşamayanlar arasında diğer milliyetlere atfettikleri karakter özellikleri ve onlarla olan sosyal mesafe tercihlerinde istatistik olarak anlamlı farklar olduğunu ortaya koymuştur.

Anahtar kelimeler :
Paylaş :
Benzer Makaleler
Yorum Yap
  • Adınız :
  • Güvenlik Kodu :
  • Yorum :