Makale özeti ve diğer detaylar.
Beden ve benliğin disiplinleştirilmesi, düzenlenmesi, denetimi ve normalleştirilmesi “yaşam üzerinde yürütülen iktidar”ın faşist biçimini yansıtır. Bu anlamda, Foucault’nun normalleşme ve disiplin toplumu hakkındaki çözümlemeleri, faşizmin çağdaş toplumdaki egemenliğinin anlaşılmasına ışık tutar. Onun düşüncesinden yola çıkarak, faşizm, siyasal bir ideolojinin devlet kurumlarını ele geçirmesinden çok, bedenin ve benliğin, eylemin ve düşüncenin denetime girmesi olarak kavranabilir. Devletin kendisi, beden ve benlik üzerindeki disiplin ve düzenlemeye göre belirlenir. Bu açıdan, Foucault’nun normalleşme, uyum, iktidar ve benlik teknolojileri üzerindeki vurgularıyla ortaya koyduğu sorunlar, aynı zamanda, faşist yaşam biçiminin temel açmazlarına işaret der. Faşist yaşam biçiminin en belirgin karakteri, bireyleştirme, özneleştirme ve nesneleştirme yoluyla totalliğin egemenliğidir. Faşist olmayan yaşam biçimlerinin olanaklarının veya Foucault’nun nitelemesiyle biyoiktidarın oluşturmadığı vorolma biçimlerinin olanaklarının anlaşılması, öncelikle, özne, birey ve özgür iradeye dayalı egemen hümanist-liberal yaklaşımlardan köklü bir kopmayı gerektirir. Foucault, iktidar mekanizması karşısında bir kurtuluşun değil en fazla direnmenin mümkün olduğunu, bunun da iktidarın benlik belirlenimi karşısında benlik ilgisi yoluyla oluşabileceğini gösterir.
Discipline, regulation, control and normalization of the body and self reflect the fascist form of “the power exercised over life”. In this context, Foucault’s analyses concerning the society of normalization and discipline shed light on the dominance of fascism in contemporary society. On the basis of his thoughts, fascism can be understood as the control over body and self, action and thought rather than a control of a political ideology over the state institutions. State itself is determined according to the discipline and regulation over the body and self. The most definite character of fascist form of life is the dominance of totality through individualization, subjectification and objectification. In this sense, Foucault’s emphases on normalization, conformity, technologies of self and power reveal the main paradoxes of the fascist form of life. In Foucault’s thought, in order to be able to understand non-fascist forms of life, a radical break with the dominant liberal-humanist views about subject, individual and free will is required. Foucault shows that against the power mechanism not a salvation but at best a resistance is possible and this resistance can be constituted through care of the self against the determination of the self by the power.