Makale özeti ve diğer detaylar.
Diyalog, dinlerarası literatüre geçtiğimiz yüzyılın ikinci yarısından itibaren bilhassa Hıristiyanların etkisiyle girmiş ve halen genel anlamda onların elinde teolojisi yapılmakta olan bir terim olup dinlerarası ilişkilerde çağdaş bir karşılaşma yöntemini ifade etmektedir. Farklı din mensuplarının girdiği dinlerarası diyaloğun pek çok çeşidi olmasına rağmen genel olarak, teologlar başta olmak üzere uzmanların karşılıklı buluştukları entelektüel alan;sıradan dindarları geniş ölçüde kapsayan ve birlikte yaşamın alanlarına hakim olan pratik alan; son olarak, bilhassa dini tecrübelerin derinden “görüldüğü” “anlaşıldığı” veya “hissedildiği” manevi alan olmak üzere başlıca temel buluşma zeminleri bulunmaktadır. Bu alanların genel olarak dindarların insan olarak ilişkilerini, farklı dindarlar olarak teolojik meselelerini ve ruhani dini tecrübelerini yansıttıkları muhtelif diyalog hedefleri de bulunmaktadır.
Interfaith dialogue is a contemporary way of different religious persons’ encountering, which was introduced into the literature of interreligious relationships by the Christians in the last century in general, and the theological implications of which are still being developed by their hands up to now. Although there are many kinds of interreligious dialogue, we can say that they can have some very important subject matters such as intellectual one that the experts like theologians can do the dialogues, and practical one that can include, even, the ordinary religious persons in daily life, and as spiritual one that mystic-persons of the different religions who can “see”, “understand” and “feel” each others in a deep manner. These fields can reflect also some goals of the religious dialogue as humankinds’ relationships or some goals of theological matters and ones that can be considered as the goals of religious experiences.