Makale özeti ve diğer detaylar.
Ahlak, insanlık tarihinde her zaman var olmuş sosyal bir olgudur. Bu olgu, dün olduğu gibi bugün de insanlık yaşamında farklı boyutlarda varlığını korumaktadır. İnsanlık tarihinde sosyal değerlerin bulunmadığı bir toplum yapısı görülmemektedir. Farklı şekillerde olmakla beraber her toplumun kendine ait bir yaşam şekli söz konusudur. Bir başka ifadeyle, her toplum kendine ait bir değerler sistemine bağlı olarak varlığını devam ettirmektedir. Bu değerler, toplumsal yapının işleyişinde önemli bir yere sahiptirler. Bu anlamda toplumsal yapının hemen her alanında ahlaki değerler bir şekilde görünmektedirler. Öyle ki sosyal hayatta, ekonomiden siyasete, aile yaşamından insani ilişkilere hemen her alanda ahlak bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. İnsanlık tarihinde din ile ahlak arasında çok yakın bir ilişki söz konusudur. Bu ilişki, bizzat insanların yaşamlarında görülmektedir. Bu bağlamda İslam dini de insan, evren ve Tanrı hakkında temel öğretiler sunmaktadır.
The morality has always been a social phenomenon in the history of humanity. As it was existed in the past, this phenomenon still continues existing in the life of human beings. There has not been seen the social structure in the history without social values. Every society has its own distinctive way of life. In other word, every society has its own structure of moral values. These values are of their importance in the process of structural building of society. Through this process, the moral values rise in every field of ethics, beginning from trade-relations to political ones. Especially in the family life, these moral relationships emerge as a fact. There is a close relationship between morality and religion as well. Furthermore, given relationships have been seen in the lifetime of human being. In this sense, Islam presents fundamental doctrines on human life, universe and God.