Makale özeti ve diğer detaylar.
Var olmak algılanmış olmaktır “esse est percipi” Berkeley’in felsefesinin en kısa ve öz ifadesidir. Bu ilkeye göre, bilginin kaynağı, algılardan gelen idelerdir. Tek gerçek bilgi idelerdir. İdelerin nesnelerle bağıntısı bağlamında, Locke’un yaptığı birincil ve ikincil nitelikler ayrımına gerek yoktur. Çünkü bütün niteliklerin yeri zihindir. Dış dünyadaki nesneler ise ancak algılandıkları sürece var olurlar. Bu noktada da Berkeley’e göre, algılayan hiçbir sonlu varlık olmasa da Tanrı, dış dünyanın yani nesnelerin varlığının garantisidir.
To be is to be perceived “esse est percipi” is the shortest and brief expression of the philosophy of Berkeley. According to this principle, the source of knowledge is the ideas emerged from perceptions. In linking ideas to objects, there is no need for the categorization of primary and secondary qualities as Locke did; because the centre of all qualities is the mind. The objects of the world can exist as long as they are perceived by it. At this point, according to Berkeley, although there is no live being perceiving, God is the assurance of the existence of the external world, namely, the objects.