A ‘new form’ derived out of ‘formlessness’ in doris lessing’s the golden notebook

The Golden Notebook, Doris Lessing’s most famous novel published in 1962, is now considered one of the major works of twentieth-century literature. It is the story of Anna Wulf, a single woman living with her young daughter in a flat and a writer. Following the great success of her autobiographical novel about a group of Communists in colonial Africa, Anna struggles to write again, but she is blocked. So she tries to find a way to integrate the multiple selves that fragment her personality by deciding to keep four notebooks, one for each component of her life - black for her experiences in Africa, red for current politics, yellow for a fictionalized version of herself, and blue for a diary. By viewing her life from these different angles, going over her experiences, revising her responses, Anna eventually manages to unify her identity in one notebook which is the very title of the novel analysed in this study.

Yeni şekil ,

Şekilsizlik ,

Bölünmüşlük ,

Bütünlük ,

New form ,

1962’de yayınlanan Doris Lessing’in The Golden Notebook romanı yirminci yüzyıl edebiyatının önemli eserleri arasında sayılmaktadır. Roman, kızıyla birlikte yaşayan yazar Anna Wulf hakkındadır. Sömürge altındaki Afrika’da bir grup komünisti anlatan ve büyük bir başarı sağlayan otobiyografik romanının ardından, Anna tekrar yazmak ister, ama bu kolay değildir. Kimlik krizi çeken ve bölünmüş kimliklerini bir araya getirmekte zorlanan Anna Wulf, hayatının her dönemi için değişik renklerde defterler tutar. Hayatını, deneyimlerini ve tepkilerini değişik açılardan incelediğinde, Anna nihayet bölünmüş kimliklerini bütün bu defterlerin bütününü oluşturan, bu çalışmanın da konusu olan The Golden Notebook’ta toplar.

Formlessness ,

Fragmentation ,

Wholeness ,