Makale özeti ve diğer detaylar.
Problem Statement: This study will giand briefly historical information of the development of Turkish flute repertoire from the Turkish Republic to the present Turkish flute works and their musical development and styles will be examined. Purpose of the Study: The purpose of the study is to mirroring the historical development process of Turkish flute repertoire from the beginning of Turkish Republic to present by analyzing important Turkish flute works. Method: Methods of this study are literature review, interview with composers and works analysis. Findings and Results: In Turkish Republic the first Turkish flute works was composed by talented young composers who were sent cultural centers of Europe for education and after they turn back to Turkey. Solo flute, flute-piano, flute and orchestral works were composed since Turkish Republic were found, also contemporary composers composed works for different groups like for flute-guitar-vibraphone-conga, pieces with accompaniment of electronic music. Necil Kazım Akses‟s Sonata for Flute and Piano, composed in 1933, is composed of three interconnected sections. It has a modal effect rather than being tonal. Sayram Akdil‟s one of the most performed flute chamber music piece Music for 3 Flutes and Piano was composed in 1981. Long flute sounds that enter in regular turns give the movement an unmetered folk song effect. The Mouldy Existence, composed in 1992 by Meliha Doğuduyal, starts with a long flute solo in an improvised manner. There is no measurement in the atonal part. Deformed Reflections was composed by Mesruh Savaş and he, thus, hopes to have shown the audience the modern unusual skills of the flute and where music stands today. Conclusions and Recommendations: According to the study results it was seen that at the beginning of Turkish flute repertoire composers aimed to place polyphonic music in Turkey and then different style flute music was composed. As an example contemporary composers used modern techniques and included electronic sounds.
Problem Durumu: Çalışmanın problemi "Cumhuriyetten günümüze flüt eserleri hangi besteciler tarafından bestelenmiş ve hangi özellikleri taşımaktadır?" şeklinde belirlenmiştir. Araştırmanın Amacı: Bu çalışmanın amacı tarihi gelişim sürecinde Türk besteciler tarafından bestelenmiş flüt repertuarını belirlemek ve bu repertuar içerisinden örneklem grubu oluşturarak analiz etmektir. Yöntem: Çalışmada kaynak tarama, besteciler ile görüşme ve eser analizi yöntemi kullanılmıştır. Eser analizi için Necil Kazım Akses (1908-1999)‟in Flüt ve Piyano için Sonat (1933), Sayram Akdil (1940-)‟in 3 Flüt ve Piyano için Müzik (1981), Meliha Doğuduyal (1959-)‟ın The Mouldly Existence(1992) ve Mesruh Savaş (1978-)‟ın Biçimsiz Yansımalar (2009) eseri flüt repertuarının gelişimi sürecine örnek olarak seçilmiştir. Bulgular: Türkiye‟de batı müziği çalgılarının 1700‟lü yıllarda Avrupa‟dan Osmanlı İmparatorluğu‟na gelmiş müzisyenler tarafından kullanıldığı görülse de yaygın şekilde kullanımları Muzıka-i Humayun‟un kurulmasıyla başlamıştır. Muzika-i Humayun‟da çoksesli Türk müziği çalışmaları sırasında geleneksel çalgıların yanına keman, lavta, gitar, flüt ve viyolonsel gibi Batı çalgıları katılmıştır. Buna karşın Cumhuriyet‟in kurulmasına kadar müzik eğitiminin yetersizliği önemli flüt eserlerinin yeterince yazılamamasına neden olmuştur. İlk Türk flüt eserlerini, Cumhuriyetin kurulmasından sonra yetenekli gençlerin Avrupa‟nın kültür merkezlerine eğitim almak üzere gönderilmesi ve bu gençlerin aldıkları eğitimin sonucu olarak ülkeye döndükten sonra besteledikleri flüt eserleri oluşturmuştur. Türk Beşleri‟nin flüt eserlerine bakıldığında, o dönemde oda müziği eserlerine ağırlık verdikleri ve Necil Kazım Akses‟in ilk flüt sonatını bestelediği görülmektedir. Türk Beşleri ile aynı kuşak besteciler oda müziği eserlerinin yanı sıra solo flüt eserlerinin ve flüt konçertosunun bestelenmeye başlamışlardır. 1910-1950 yılları arasında doğan Türk bestecilerinin eserlerine bakıldığında bestecilerin ve flüt eserlerinin sayısının arttığı, flüt eserlerine sıkça yer verdiği görülmektedir. Bu dönemde çoğunlukla oda müziği eserleri bestelenmiştir. 1950 sonrası genç kuşak flüt eseri yazan bestecilerimiz incelendiğinde sayısal olarak önceki kuşaklardan daha fazla olduğu ve flüt eserlerinin sayısının arttığı görülmektedir. Bu dönem flüt eserlerinde oda müziği eserleri çoğunluktadır. Besteciler sonat, konçerto gibi klasik dönem formlarında eser yazmak yerine birçok enstrumanın kullanıldığı küçük formlarda eser yazmayı tercih etmişlerdir. Dönemin oda müziği eserleri klasik üflemeli çalgılar beşlisinin yanı sıra değişik çalgı gruplarını da içermektedir. Bazı eserlerde sadece akustik enstrumanlar kullanılmamış, bu enstrumanlara ek olarak elektronik ses bantı gibi elektronik cihazlar eklenmiştir. Ayrıca dünyada yaygınlaşan çağdaş flüt tekniklerini bestecilerimiz de eserlerinde kullanmaya başlamışlardır. Cumhuriyetten günümüze solo flüt, flüt – piyano, solo flüt ve orkestra eserleri bestelenmiş; günümüz bestecileri ise flüt-iki gitar-vibrafon-konga vb. gibi farklı çalgı grupları ya da elektronik müzik eşlikli eserler de bestelemişlerdir. Necil Kazım Akses‟in 1933 yılında bestelediği flüt ve piyano için sonatı birbirine bağlı üç bölümden oluşmaktadır. 5/4‟lük ölçü sayısındaki sonat piyanonun yedilemeleri ile başlar ve flüt triller ile girmektedir. Eser 2. Ölçüden sonra 6/4‟lük olmakta ve sık sık ölçü sayısı değişmektedir. Tonal olmaktan çok makamsal etkidedir. "Allegro moderato" hızda olan birinci bölümü "Allegro ma non troppo" temposunda 7/8‟lik aksak ritimdeki ikinci bölüm izlemekte olup, "Allegro assai" çok hızlı tempodaki üçüncü bölüm aksak ritimde 9/8‟lik ve flütün acelitesini gösterebileceği bir bölümdür. En çok seslendirilen flüt oda müziği eserlerinden olan Sayram Akdil‟in "3 Flüt ve Piyano için Müzik" eseri 1981 yılında bestelenmiştir. Birinci bölüm oldukça yavaş tempodadır. Sırayla giren flütlerin çaldıkları uzun sesler bölüme uzun hava etkisi katmaktadır. Kanon stilinde bestelenmiş birinci bölüm mi minör tonundadır. İkinci bölüme "attaca" ile başlanmaktadır. Orta hızdaki bölüm 3. flütün hareketli ezgisi ile başlar. Sololar flütler arasında dengeli bir şekilde paylaştırılmıştır. Üçüncü bölümde piyano yoktur. Eser ağırlaşır ve doğaçlama havasındadır. Piyanonun girişi ile başlayan dördüncü bölüm kanonik yapıdadır. Dördüncü bölümdeki kadansın özelliği besteci kadansın çalınış biçimi için seslendirenlere üç seçenek sunmaktadır. Kadans yalnız ikinci flüt, birinci veya üçüncü flüt ya da belirgin durak yerlerinde değişmeli olarak üç flüte dağıtılarak da çalınmaktadır. 1992 yılında Meliha Doğuduyal tarafından bestelenen "The Mouldy Existence" flütün doğaçlama havasındaki uzun bir solosu ile başlamaktadır. Atonal olan bölümde ölçü sayısı da yoktur. Daha sonra flüt ve piyano arasında uzun seslerden ve aksak ritimlerden oluşan diyaloğu ile eser devam etmektedir. Piyanonun ezgiyi duyurduğu ¾ lük bölümde tempo hızlanıp, üçlemeler ile heyecanlanmaktadır. Piyanonun atlamalı pasajından sonra flüt ikinci bir kadansı seslendirmektedir. Eserin devamında, besteci çağdaş teknikler kullanmıştır. Sona yaklaşıldığında piyano ve flütün baştaki aksak ritimli diyaloğu benzer bir şekilde tekrarlanmaktadır. Mesruh Savaş‟ın Biçimsiz Yansımaları, 2009 yılında Sibel Ayhan ve Aylin Çakıcı için bestelenmiştir. Eser öncelikle bestecinin yeni flüt sesleri ve çok sık kullanılmayan çağdaş flüt tekniklerini kullanma isteğiyle ortaya çıkmıştır. Böylece besteci dinleyiciye de flütün alışılmışın dışında, modern becerilerini ve müziğin geldiği son noktalardan birini göstermiş olmayı beklemektedir. İlk olarak flüt ve piyano için yazdığı esere, daha sonra estetik sebeplerden ve belki biraz da bestecilerin yeni seslere, renklere olan içgüdüsel doyumsuzluğundan elektronik sesler de ilave etmiştir. Bu elektronik sesler, çoğunlukla bestecinin kaydettiği ya da diğer kaynaklardan edindiği, hatta ünlü flüt eserlerinin kayıtlarından alıntıladığı flüt seslerinden meydana gelmektedir. Ancak bu sesler dijital ses işleme yöntemleri ile başkalaştırılmış ya da tamamen başka seslere dönüştürülmüştür. Böylece çoğu durumda akış içinde flütün tek başına çalması imkânsız olan tınılar elde edilmiştir. Yine de eserdeki temel amaç flüt, piyano ve elektronik seslerden oluşan bir trio sunmaktan çok, bu üç ses kaynağını, iç içe geçmiş tek bir çalgı, birbirini tamamlayan bir bütün olarak duyurmaktır. Sonuç ve Öneriler: Türkiye‟de ilk flüt eserlerini Cumhuriyet‟in kurulmasından sonra Türk Beşleri bestelemiştir. Bu eserler çoğunlukla oda müziği eserleridir. Bu bestecileri aynı kuşak besteciler başta olmak üzere sonraki kuşak ve genç kuşak besteciler izlemiş ve pek çok flüt eseri bestelemişlerdir. Eserlerin çoğu oda müziği eserleridir ancak klasik üflemeli çalgılar beşlisinin yanı sıra besteciler farklı çalgı grupları için de eserler bestelemişlerdir. Gelişim sürecine bakıldığında 1933 yılında bestelenen Necil Kazım Akses‟in sonatı klasik bir formda olup eser birbirine bağlı 3 bölümden oluşmaktadır. Temalar makama dayanır, bu temalar soyut düzeydedir. Sayram Akdil‟in "3 Flüt ve Piyano için Müzik" eserinde tonal bir yapı vardır. Türk ezgileri etkisi hissedilmektedir. 1992 yılında bestelenen The Mouldy Existence eserinde tonal yapı yerini atonaliteye ve serbest ritmik yapıya bırakmıştır. Belirli bir ezgiden çok doğaçlama havasındadır ve çağdaş teknikler kullanılmıştır. Araştırma sonucunda görülmektedir ki, çağdaş Türk flüt eserleri büyük ölçüde dünya standartlarına ulaşmakta, ulusal ve uluslararası alanda dinleyicileri ile buluşmaktadır. Bu eserlerin çoğalarak yaygınlaşmasında ise bestecilerimizin desteklenmesinin önemi büyüktür.