Makale özeti ve diğer detaylar.
Problem Statement: Paradigm shift in education has led to questioning the future of existing schools. Different radical and transformative scenarios and points of view regarding the future of schools discussed in educational literature. However, no matter what the scenario is the role of educators in shaping the future of the schools is inevitable. However, studies which have questioned the views of educators on the future of schools from the literature are insufficient. Purpose of the Study: The main purpose of this research is to determine the radical and transformative approaches of educators on the future of schools. For this purpose, a questionnaire consisting of two sections and 13 questions developed. Method: Data were collected from 163 educators from 21 different countries. Views of educators on the future of schools were analyzed according to their countries, ages, genders, and technology competencies. In analysis of data, descriptive statistics (%, f, X ), Independent Samples T-test and One Way ANOVA techniques were used. SPSS 15.0 package program was used to analyze the data. Findings and Results: According to the findings of the study, educators supported the transformative approach rather than a radical change for the future of schools. Educators also indicated that the existing schools are insufficient to train new human profile. Most of the participants supported the view of "The universal and humanistic new forms of education are to be exposed." and "The current schools are not sufficient in training of human profile that meets the needs of contemporary society." Conclusions and Recommendations: At the end of this research it is possible to say that educators with active and leading roles can contribute to shaping the future of schools, without sentenced to probabilistic estimates. In future studies this research can be repeated with more participants from other stakeholders of educational systems like students and parents.
Problem Durumu: Geçtiğimiz yüzyıl boyunca eğitimin kurumsal yapısı ve pratiği neredeyse hiç değişime uğramamıştır. Ancak son yirmi yıl içerisinde bilgi edinme ve bilişim teknolojileriyle bilgiye hakim olma hiç olmadığı kadar kolaylaşmıştır. Bu nedenle toplumun ihtiyaç duyduğu yeni insan profilini yetiştirmek için eğitim ve öğretimde yeni yaklaşımlara ihtiyaç duyulmaktadır. Artık sürekli güncellenen teknolojileri takip edebilen, bilgi üretiminin yanında bilginin hızlı bir şekilde paylaşılması ve etkili kullanılması becerilerine sahip insan profiline ihtiyaç duyulmaktadır. Toplumun ihtiyaç duyduğu insan profilini yetiştirmek için mevcut eğitim anlayışı ve eğitim sistemleri bilişim teknolojilerinin eğitime entegrasyonu temelinde önemli bir dönüşüm geçirmektedir. Eğitimdeki paradigma değişimi günümüzdeki mevcut okulların geleceğinin sorgulanmasına da neden olmuştur. Mevcut okulların geleceğiyle ilgili iki temel yaklaşımın ön plana çıktığını söylemek mümkündür. Bu yaklaşımlar; modern okulların günün koşullarına uygun olarak iyileştirilmesini savunan dönüştürücü yaklaşım ve yeni dönemde okulun varlığını temelden sorgulayan radikal yaklaşımdır. Okulların geleceğine ilişkin farklı senaryolar ve bakış açıları oluşturulabilir. Ancak hangi senaryo olursa olsun okulların geleceğinin şekillendirilmesinde eğitimcilerin rolü kaçınılmazdır. Buna rağmen eğitimcilerin görüşlerini sorgulayan çalışmalar alanyazında yetersizdir. Bu nedenle gerçekleştirilen bu araştırmanın alanyazına okulların geleceğine yönelik önemli bir bakış açısı sağlayacağı düşünülmektedir. Okulların gelecekte nasıl olacakları olasılıkları tarafların şimdiki bakış açıları tarafından şekillendiğinden dolayı eğitimciler, yöneticiler, öğrenciler ve aileler dahil tüm taraflarla vizyon ve misyon geliştirme, eğitsel uygulamalarda bilişim teknolojilerden faydalanma ve buna yönelik pratik uygulamaların ilerletme çalışmalarının gerçekleştirilmesi gerektiği düşünülmektedir. Araştırmanın Amacı: Bu çalışmanın amacı eğitimcilerin okulların geleceğine ilişkin yaklaşımlarını belirlemek ve bu yaklaşımları teknoloji kullanım yeterlilikleri, ülke, yaş ve cinsiyet değişkenlerine göre incelemektir. Bu amaç doğrultusunda araştırmada cevabı aranan sorular şunlardır: 1) Eğitimcilerin okulların geleceğine ilişkin yaklaşımları nelerdir? 2) Eğitimcilerin okulların geleceğine ilişkin yaklaşımları ile teknoloji kullanım yeterlilikleri, ülke, yaş ve cinsiyetleri arasında anlamlı bir ilişki var mıdır? Yöntem: Araştırmanın genel amacı doğrultusunda araştırmacılar tarafından alanyazındaki araştırmalardan yararlanılarak bir anket formu geliştirilmiştir. Anket maddelerinin geçerlik ve güvenirlik çalışmaları sonucunda 2 bölüm ve 13 sorudan oluşan bir anket elde edilmiştir. Anketin birinci bölümünde eğitimcilerin demografik özelliklerini sorgulayan 4 madde, ikinci bölümünde ise okulların geleceğine ilişkin yaklaşımlarını sorgulayan 9 madde bulunmaktadır. Araştırma kapsamında 21 farklı ülkeden 163 eğitimciden veri toplanmıştır. Katılımcıların 102'si ABD'den 37'si Türkiye'den, 3'ü Kanada'dan, ikişer tanesi İtalya, Yunanistan ve İsrail'den araştırmaya katılmışlardır. Kalan 15 ülkeden (Bangladeş, Şili, Çek Cumhuriyeti, Fiji, Almanya, İran, İrlanda, Panama, Romanya, Singapur, İspanya, İsveç, Tayvan, İngiltere ve Uganda) ise birer kişi araştırmaya katılmıştır. Katılımcıların demografik özelliklerine bakıldığında % 54.6'sının bayan olduğu, % 58'inin 40 yaş ve üzerinde olduğu görülmektedir. Bununla birlikte katılımcıların % 87.7'sinin teknoloji kullanım yererlilikleri açısından kendilerini "başarılı" veya "çok başarılı" olarak gördükleri görülmektedir. Eğitimcilerin okulların geleceğine ilişkin görüşleri ülkeleri, yaşları, cinsiyetleri ve teknoloji kullanım yeterliliklerine göre analiz edilmiştir. Verilerin analizinde betimsel istatistikler (%, f, X ), Bağımsız Örneklemler T-testi ve Tek Yönlü ANOVA tekniklerinden yararlanılmıştır. Bulgular: Okulların geleceğine ilişkin alanyazından elde edilen anket maddelerin aldığı toplam puanlara bakıldığında en yüksek puanı okul sistemlerinin günün koşullarına ve ihtiyaçlarına göre tekrar gözden geçirilmesi ve yapılandırılmasını savunan dönüştürücü yaklaşıma ait "Evrensel ve insancıl yeni eğitim biçimleri ortaya çıkarılmalıdır." Maddesinin aldığı görülmüştür. En düşük puanı ise radikal yaklaşıma ait "Küreselleşme ile birlikte öğrenme okul sınırlarının dışına taştığı, daha hızlı ve keyifli hale geldiği için okula gerek kalmamıştır." maddesinin aldığı görülmüştür. Ayrıca maddelerin toplam puan yüzdelerine bakıldığında dönüştürücü yaklaşımın tüm puanların % 56'sını, radikal yaklaşımın ise % 44'ünü aldığı görülmüştür. Eğitimcilerin okulların geleceğine ilişkin görüşleri demografik özellikleri açısından incelendiğinde ülkeleri açısından teknoloji kullanım yeterliliği ve dönüştürücü yaklaşım ile ilgili anlamlı farklılıklar ortaya çıkmıştır. Buna göre Avrupalı eğitimcilerin okulların geleceğine ilişkin dönüştürücü yaklaşımı ABD ve Kanadalı eğitimcilerden anlamlı bir şekilde daha fazla desteklemişlerdir. Ayrıca ABD ve Kanadalı eğitimcilerin kendilerini teknoloji kullanımında Avrupalı eğitimcilerden daha yetersiz gördükleri ortaya çıkmıştır. Araştırmadan bulgulara bakıldığında eğitimcilerin okulların geleceğine ilişkin radikal yaklaşıma tarafsız kaldıkları (X =2.98), dönüştürücü yaklaşımı ise destekledikleri (X =3.81) söylenebilir.Sonuç ve Öneriler: Araştırmadan elde edilen bulgulara göre akademisyenlerin okulların geleceğine ilişkin radikal bir kökten değişimden çok dönüştürücü yaklaşımdan yana oldukları ve mevcut okul sistemlerinin ihtiyaç duyulan yeni insan profilini yetiştirmede yetersiz olduğunu savundukları görülmüştür. Gelecekte yapılacak araştırmalarda daha fazla hedef kitle ile bu araştırma tekrarlanabileceği gibi eğitim sistemlerinin diğer doğrudan tarafları olan öğrenciler, yöneticiler ve ailelerin okulların geleceğine ilişkin görüşleri de sorgulanabilir. Böylece daha anlamlı sonuçlara ulaşılabilir. Olasılıklı kestirimlere bağlı kalmadan eğitimciler aktif ve öncü rolleriyle okulların geleceğinin şekillenmesine katkı sağlayabilirler.