Makale özeti ve diğer detaylar.
Oryantalizm kelimesi, Latincedeki "Doğu" anlamında "oriens" kelimesinden kaynaklanmaktadır. Said'e gore Batı, Doğunun gerçekliği ve batının romantik nosyonu arasındaki bir dikotomiyi meydana getirmiştir. Batı, tarihsel süreç içerisinde Orta Doğu ve Asya'ya önyargı ve ırkçı bakış açısıyla yaklaşmıştır. Orta Doğu ve Asya ise geri kalmış, kendi kültür ve tarihinden habersiz hale gelmiştir. Batı ise, bir kültür, tarih ve onlara vaat ettiği bir gelecek yaratmıştır. Türk modernleşmesi de bir dikotomiler dizisine (geleneksel-modern, din-bilim, imparatorluk-cumhuriyet) bağlı olarak ortaya çıkmış ve ikinci kavramlar (modernleşme-science ve cumhuriyet) birinciler (gelenek-din ve imparatorluk) üzerinde tercih edilir olmuştur. Bu çalışma, oryantalizm ve Oksidentalizm kavramları üzerinde durmakta ve Türk toplumunda modernleşme sürecinin "batılı" ve "doğulu" kesimlerinin nasıl oluştuğunu açıklamaya çalışmaktadır.
The word of orientalism, derives from the Latin "oriens", which means "east". According to Said, the West has created a dichotomy, between the reality of the East, and the romantic notion of the "Orient". The Middle East and Asia are viewed with prejudice and racism. They are backward and unaware of their own history and culture. The West has created a culture, history, and future promise for them. Turkish modernity explicitly depends on a set of dichotomies (tradition-modernity, religion-science, and Empire-Republic) and implicitly favors the dichotomies second terms (modernity, science, and Republic) over the first (tradition, religion, and Empire). This study aims to examine, terms of orientalism and Occidentalism and how the process of modernization has created "western" and "eastern" social parts in Turkish society.