Makale özeti ve diğer detaylar.
Son yıllarda bilişim teknolojileri, özellikle kişisel bilgisayarlar ve internet hayatımızın tüm alanlarında olduğu gibi, eğitim ve öğretimde de yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Günümüz dünyasında, küreselleşmenin bir sonucu olarak ülke sınırları ortadan kalkmış ve kaliteli işgücünün serbest dolaşımı mümkün olabilmiştir. Bu da gittikçe artan bir şekilde kaliteli, bilgi birikimine sahip ve nitelikli mezunlar ve dünya standartlarında diplomalar vermek konusunda özellikle yüksek öğretim kurumlarını zorlar hale getirmiştir. Bu nitelikleri taşıyan öğrencilerin yetiştirilmesi, her şeyden önce öğretim elemanlarının yeni bilişim ve iletişim teknolojilerini etkin ve verimli bir şekilde kullanmaları ve daha da önemlisi neden kullanıp, kullanmadıklarının bilinmesi ile mümkün olmaktadır. Bu çalışmada1, Davis (1989) tarafından güçlü sosyo-psikolojik teorilere dayanarak geliştirilen Teknoloji Kabul Modeli’nin (Technology Acceptance Model – TAM) ampirik olarak Türkiye’de yeni kurulan bir üniversitede, öğretim elemanlarından toplanan veriler ile test edilmesi amaçlanmıştır. Bu çalışma, söz konusu teorinin test edilmesi açısından Türkiye’de öğretim elemanları üzerinde ilk defa uygulanan çalışmalardandır, ayrıca ampirik sonuçlar bahsedilen teoriyi genel olarak destekler niteliktedir.
For more than 20 years, Information Technologies, especially personal computer and Internet have been employed in all phases of our lives, especially in education. In today’s globalizing world, borders among countries have been dissolved as qualified workforce would easily travel from one country to another. These developments required higher education institutions to provide education by using the latest techniques and technologies and educate highly qualified individuals with worldwide accredited diplomas and certificates at an increasing pace. In order to have such graduates, first instructors and academicians at higher institutions should use new Information and Communication Technologies effectively and efficiently and to do that, we need to know why these faculty members would use or prefer not to use such technologies as a personal choice. In this study, Davis’ (1989) Technology Acceptance Model (TAM), which has strong sociopsychological theoretical foundations, has been empirically tested with the help of data collected at one of the newly established universities in Turkey. The study is among the first that tests the TAM, and the results generally support the theory empirically.