Makale özeti ve diğer detaylar.
Cevrî İbrahim Çelebi 17. yüzyılda yaşamış önemli şahsiyetlerden biridir. Gençliğinde iyi bir tahsil gören Cevrî’nin günümüze ulaşan yazılarından usta bir talik kırması hattatı olduğu anlaşılmaktadır. Bir süre divan kâtipliği yaptıktan sonra geçimini kitap istinsah ederek sağlamıştır. Cevrî’nin Selimname’si, divanı, Hakanî’nin Hilye’sinin etkisiyle yazılmış Hilye-i çehar-yar-ı güzin’i, Hall-i tahkikat’ı, Aynu’l-füyuz’u, Nazm-ı niyaz’ı, Yazıcı Salih'in Şemsiyye'sinin yeniden kaleme alınmasından meydana gelmiş Melhame’si vardır. Eserleri arasında en dikkat çekici olanlardan birisi Şükrî’nin Selimname’sini aynı adla yeniden ele aldığı eseridir. Şükrî, Selimname’sini ilk önce Şehsüvaroğlu Ali Bey’in anlattıkları ve kendi gözlemleriyle kaleme almış; ama Şehsüvaroğlu’nun katledilmesinden sonra yerine getirilen Koçi bin Halil’in hizmetinde çalışmaya başlayan Şükrî, Selimname’yi Koçi Bey’e okumuş, eser yanlışlıklarla dolu olduğu gerekçesiyle beğenilmeyince şair, Koçi Bey’in anlattıklarına göre eserini 930/1523-1524 yılında yeniden tertip etmiştir. Bu makalede öncelikle bir tür olarak “Selimname”den, Şükrî ve eserinin yazım sürecinden kısaca bahsedilecektir. Ardından Cevrî ve eserleri hakkında bilgi verilerek Cevrî’nin Selimname’nin ihyası/tashihi için yazdığı mukaddimede eserin yeniden yazım sürecini nasıl anlattığı incelenip kullandığı ibarelerin/terminolojinin altı çizilecektir. Makalede bir sonuca varmaktan ziyade bu mukaddime üzerinden bazı kavramların tartışmaya açılması amaçlanmaktadır. Eserin Cevrî tarafından tekrar ele alınmasıyla Selimname’de nasıl bir değişikliğin meydana geldiği ve bu tür eserlerin adlandırılma, sınıflandırılma problemi üzerinde durulmaya çalışılacaktır.
Cevrî İbrahim Çelebi is a famous poet of the 17th century. Cevrî was well educated person and he was also a important “talik” calligrapher. He earned his living by calligraphy. He also had important works. His works are Selimname, Divan, Hilye-i çehar yar-ı güzin that is written by influence of Hakanî’s Hilye, Hall-i tahkikat, Aynu’l-füyuz’u, Nazm-ı niyaz, Melhame that is written by rewriting or recreating of Yazıcı Salih’s Melhame. Selimname is one of his well-known works, coming out with the same title based on Şükrî’s Selimname. Şükrî wrote his work twice. First, he wrote his work by the words of Şehsüvaroğlu Ali Bey and his own observation. Second, after the death of Ali Bey, Koçi Bey asked Şükrî to rewrite content of this work. This paper will focus firstly on selimname as a literary genre in Turkish tradition, touching upon Şükrî’s Selimname as well. Then it will examine Cevrî’s work, especially his introduction where he talks about his intention to recreate (ihya) Şükrî’s Selimname with a special focus on phrases and terminology Cevrî used. My main intention is to put certain concepts into discussion and to examine possible changes that may appear as a result of Cevrî’s intention of recreating Şükrî’s Selimname.