Makale özeti ve diğer detaylar.
In spite of the frequent critical statement that modern fiction is filled with alienation and estrangement, protagonists of many American novels strive toward a confirmation of both individual honor and social tenacity. Their efforts are frequently undermined by their own vague and unclear objective, defective interpretation, or skeptical escape; but lofty aspiration, strong faith, and vigorous efforts nonetheless demonstrate their heroic standing. Achievement is restrained by susceptibility to modern skepticism, detachment, isolation, and hostility; but heroism does not exist as much in the outcome of their attempts as in the course of struggle against defeat to attest the value of social responsibility, noble ambition, and spiritual maxims. The isolation and detachment of Salinger's literary characters are generally instigated by an antagonistic or a sickening society; seldom do his characters experience disintegration due to particular flaws which they take no notice of. The descent comes to them naturally. They are often victims, but never instruments of their personal misfortunes. This essay attempts to provide valid explanations to the term "alienation" and pursue the traces of alienation in J. D. Salinger's novel The Catcher in the Rye. Holden Caulfield, characteristic of an alienated person, opposes everything found in the world of adults and candidly criticizes American culture.
Çağdaş romanın yabancılaşma ve uzaklaşma ile dolu olduğu yönündeki yaygın eleştirel beyana rağmen, bir çok Amerikan romanındaki kahramanlar hem bireysel onur ve hem de sosyal dayanışmanın onaylanması doğrultusunda çalışmaktadırlar. Çabaları çoğu kez kendi muğlak ve belirsiz amaçları, hatalı yorumlamaları, veya kuşkucu kaçmalarıyla baltalanmakta ancak yüksek arzu, güçlü inanç ve etkin çabaları yine de onların kahramanca duruşlarını göstermektedir. Başarı çaşdaş şüphecilik, ayrılma, yalnız bırakma, ve düşmanlığa duyarlılıkla sınırlandırılmıştır; fakat kahramanlık sosyal sorumluluk, asil gaye ve manevi kuralların kanıtlanması adına verilen mücadele sürecinde bulunduğu kadar kendi çabalarının sonuçlarında mevcut değildir. Salinger'in edebi karakterinin yalnız bırakılmaları ve ayrı tutulmaları genel itibariyle düşmanca davranan veya bıktırıcı olan bir toplum tarafından teşvik edilir; karakterleri farkına varmadıkları belirli bir kusur nedeniyle nadiren ayrışma hissederler. Alçalma onlara doğal görünmektedir. Onlar çoğu kez kurbandırlar, fakat hiçbir zaman kendilerinin kişisel talihsizlikerine alet olmamışlardır. Bu makale, "yabancılaşma" kavramının geçerli bir tanımını yapmakta ve J.D. Salinger'in The Catcher in the Rye adlı eserindeki yabancılaşmanın izlerini sürmeye çalışmaktadır. Holden Caulfield, yabancılaşmış bir kişiye özgün olarak, yetişkinlerin dünyasında bulunan herşeye karşı çıkmakta ve Amerikan kültürünü açık yüreklilikle eleştirmektedir.