Makale özeti ve diğer detaylar.
Demokrasi; farklı çıkarları temsil eden toplumsal grupların çıkarlarını ve taleplerini birbirlerine ve devlete karşı savundukları, sivil toplum örgütlerinin güçlü ve etkin olduğu toplumlara ait bir rejimdir. Sivil toplum da belirli sosyo-ekonomik koşulların gerçekleştiği toplumlarda var olabilir. Serbest piyasa koşulları, baskıcı olmayan bir devlet aygıtı, özerk birey ve çatışma – uzlaşma kültürü; sivil toplumun ihtiyaç duyduğu ekonomik ve sosyal koşulları ifade eder. Türkiye özelinde demokrasiyi yaşatacak olan sivil toplumun söz konusu özelliklere sahip olduğu söylenemez. Tarihten gelen otoriter devlet geleneği, serbest piyasa koşullarının yetersizliği, özerk bireysel yaşama fazla olanak tanımayan dayanışmacı toplum anlayışı ve hoşgörüsüzlük kültürü, sivil toplumun batılı anlamda demokrasiyi geliştirecek mekanizmalardan – önemli ölçüde – yoksun kalmasına sebep olmuştur.
Democracy is a regime for the communities where different social groups representing different interests defend their interests and demands against each other and the state, and where civil society organizations are strong and effective. Civil society, on the other hand, can only be present in communities where certain socio-economic conditions have been actualized. Free market conditions, a non-coercive state instrument, an autonomous individual, and a conflict and reconciliation culture represent the economic and social conditions required by a civil society. It is hard to tell that the civil society, in the case of Turkey, that is supposed to uphold democracy has the features in question. Historical authoritarian state tradition, inadequacy of the free market conditions, solidarist social mentality that does not much allow autonomous individual life, and culture of intolerance are the factors that have caused the civil society to lack the mechanisms that will develop the western type democracy to a great extent.