Makale özeti ve diğer detaylar.
Küresel ekonomik krizler, dünyada finansal eğitim ve bilişsel farkındalık bağlamındaki çalışmaları ve örgütlenmeleri artırmaktadır. Türkiye de bu akıma uyum göstererek uluslar arası örgütlere üye olmuş, finansal eğitimde ulusal strateji oluşturmaya yönelmiştir. Yatırımlarının yetersizliği nedeniyle ülkemizde gereken önemin verilmediği sigorta sektörünün, potansiyel kapasitesi göz önünde bulundurulduğu takdirde ulusal strateji içinde en çok önem verilmesi gereken finans kurumu olduğu anlaşılacaktır. Ayrıca, finans kurumlarının bir bütün olarak ele alınması gerekmektedir. Sadece fonların yönetimiyle ilgili finansal eğitim, hedeflere ulaşmaya yetmeyecektir. Stratejilerin, finans kurumlarının yapısal, kültürel sorunlarının çözümünü ve fon tesisinin sağlıklı bir şekilde artmasını sağlayacak kapsamda olması gerekir . Bununla beraber, geleneksel eğitim yöntemleriyle bu oluşumun gerçekleşterilmesi mümkün değildir. Küresel bağlamda bir bütünlük sağlaması gereken bu stratejilerin temelinde bilgi çağı eğitim yaklaşımının yer alması yaşamsal önem taşımaktadır.
Global economic crises tend to boost studies on, and organizations for, financial education and cognitive awareness around the world. In line with this tendency, Turkey has sought for memberships to various international organizations and started to formulate a national strategy for financial education. Given the potential capacities of the insurance sector, which fails to attract interest due to lack of sufficient funds, the insurance sector is clearly the financial sector that deserves the most attention in this strategy. Moreover, all financial sectors must be addressed as a whole. A financial education that deals only with the management of funds will not be enough to accomplish goals. Strategies should be able to eliminate structural and cultural problems of financial institutions and provide a sound increase in the formation of funds. However, such a formulation is not possible via traditional education methods. It is vitally important that these strategies, which should be integrated globally, are carried out through the educational approaches of the information age.