Makale özeti ve diğer detaylar.
Bir toplumun dinî, sosyal ve ruhî hayatının yansımaları, edebî eserlerde de görülebilir. Bu yansımalardan "ramazan" veya "oruç", dinî bir konu olarak işlendiği kadar sosyal ve edebî bir konu olarak da yüzyıllar boyu edebî eserlerde işlene gelmiş, böylece pek çok başarılı eserler ortaya çıkmıştır. Ramazan, ilham kaynağı olduğu eserlerin yanında fıkralar, ortaoyunları şeklinde halkın eğlence kaynağı da olmuştur. Türk edebiyatında, ayrı bir yer oluşturan ramazan şiirlerinin birçoğu bestelenerek müziğimizde de farklı bir güzellik oluşturmuştur. Bu çalışmada Sabit (Ö.1712) ile Nedim (Ö.1730)'in yazdığı ramazaniye ele alınıp karşılaştırılarak mizahî anlatımları üzerinde durulacaktır.
A society's religious, social and spiritual life can be reflected in its literary works. Two of these reflections, which are "Ramadan" and "feasting", are employed as a social and literary matter as well as a matter of religion. Besides, Ramadan has been a source of public entertainment by means of jokes or low comedy. Most of the poems of Ramadan which occupy an important position in Turkish Literature are also accompanied by music that are specifically composed for them; thus, they contribute to an exquisite beauty in Turkish music, as well. Therefore; in this study, Sabit and Nedim's Ramazaniye will be comparatively examined and their humorous expressions are going to be focused.