Makale özeti ve diğer detaylar.
65 senelik devletin genel siyaset bilançosunda fark edilmektedir ki, kolonyal tecrübe sonucu Hindistan hem kendi egemenliğine önem vermiş hem de küresel siyasette (Soğuk Savaş dönemi ve sonrasında) Bağlantısızlar Hareketi’nin varlığını vurgulamıştır. Küresel ve bölgesel mecralarda nüfuz sahibi olmak, başlıca iki dış politika hedefidir. Soğuk Savaş bitiminde çok boyutlu bir dış politik anlayışın kabulü, bu hedefleri mümkün kılmaktadır. Bu makalede, son on yılda güçlü bir dış politika izleyen Hindistan’ın Orta Doğu bölgesine ekonomik, jeo-politik, jeo-stratejik ve kültürel nedenlerden dolayı artan bir şekilde gereksinim duyduğu iddia edilmektedir. Ayrıca, “Doğu’ya Bakış” politikasının yanında “Batı’ya Bakış” politikasını derinden örmek istemesi, reel politik yaklaşımının bir sonucu addedilmektedir.
In the balance sheet of general policy of this 65-year-old state, it is noticed that as a result of the colonial experience, India has given importance to its own sovereignty and emphasized the existence of the Non-Aligned Movement in the world politics (during and after the Cold War). Becoming a global and regional player is its two major foreign policy goals. The adoption of a multi-dimensional understanding of foreign policy at the end of the Cold War makes these objectives possible. In this article, it is argued that India which followed a powerful foreign policy in the last 10 years requires the Middle East region in terms of economic, geo-political, geo-strategic and cultural reasons. It is also believed that the target of knitting deeply the “Look West” policy next to the “Look East” policy is the result of its realpolitik approach.