1435‟te Manisa‟nın Gölmarmara ilçesinde doğan Ahmed Şemseddîn-i Marmaravî, hayatının büyük bir bölümünü yine doğduğu coğrafyada –Manisa‟da- geçirmiştir. II. Murad, Fâtih Sultan Mehmed ve II. Bayezid‟in saltanat yıllarında yaşadığı anlaşılan Şemseddîn-i Marmaravî, “Orta Kol” olarak tabir edilen Halvetiyye‟nin Ahmediyye kolunun kurucusudur. Devrinde birtakım sosyal ve dinî problemlerin çözüme kavuşturulmasında etkin bir rol oynamış, devlet-i âliyye tarafından taltif edilmiştir. Yunus Emre tarzında sade Türkçe‟yle yazdığı eserleri, Türk dili ve edebiyatının zengin malzemeleri arasında değerlendirilmektedir. Eserlerinin tamamı tasavvufî içerikte olup didaktik bir üslupla kaleme alınmıştır. Marmaravî‟nin hayatı hakkında bir kısım makalelerin yazılmasına, eserleri üzerine birtakım tezler yapılmasına rağmen yeterince tanınmadığı kanaatindeyiz. Bu çalışmamızda Marmaravî‟nin hayatına ve eserlerine kısaca değinerek, “Ahvâlü‟l-Ebrâr ve‟l-Mukarrebîn” adlı eseri bağlamında bilhassa “ricâlullâh” konusundaki tasavvufî yorumlarına yer vermeye çalıştık. Bu alanda eser vermiş araştırmacılarımızın –özellikle Ahmet Ögke- eserlerinden alıntılar yaparak mezkûr kaynaklara okuyucuların dikkatini çekmeye özen gösterdik.