Makale özeti ve diğer detaylar.
Türk siyasal yaşamında vatandaşlık konusu, son zamanlara kadar, fazlasıyla tartışılmamıştır. Oysa vatandaşlık olgusu, siyasal yaşamımızın hem varlık nedenini hem de siyasal davranışların meşruiyet kaynağını oluşturmaktadır. Özellikle 1980'lerin sonunda etnik ve dini kimliklerin giderek öne çıkması konunun yeniden ele alınmasını sağlamıştır. Yapılan tartışmaların bir kısmı bireyi, bireyselliği yüceltirken, diğerleri de topluluğu öne çıkaracak şekilde karşımıza çıkmaktadır. Her iki yaklaşım aslında çok farklı özelliklere sahip olup, farklı vatandaşlık anlayışları ortaya koymaktadır. Ancak günümüzde‐ki tartışmalar da her iki modelden yararlanılmaya çalışılmaktadır. Bu maka‐lede de farklı özelliklere sahip olan liberal ve cumhuriyetçi anlayış doğrultu‐sunda, Türkiye'deki vatandaşlık anlayışını ele almakta ve sorgulamaktadır.
In Turkish political life, "citizenship" as a subject matter has not received much attention. Yet, the phenemenon of citizenship has constructed both the reason of the political life and the legitimacy of political attitudes. Especially, as ethnic and religious identities started to come forward at the end of 1980's, citizenship turned to be object of discussions. Most discussions promoted two different approaches by stressing the importance of either individual and indiduality(liberal) or community/collectivity(republican). However, current discussions try to utilize both approaches. This study analyzes the issue of citizenship in Turkey in the context of both liberal and republican perspectives.