Makale özeti ve diğer detaylar.
Pazarlama düşüncesinin oluşum ve kuruluş dönemlerinde temel yaklaşım metaların pazara sürümü iken, 1950‟lerden sonra "ürün baskın" yaklaşımı egemen olmuştur. Bilgi teknolojilerindeki radikal değişimler sonucu tüketicilerin de artık bilgiye ulaşmasının kolaylaşmasıyla, işletme ile müşteri arasındaki bilgi asimetrisi ortadan kalkmış ve müşteri işlenen bir kaynak olmaktan çıkmış ve işlem doğuran bir kaynak haline gelmiştir. Buna bağlı olarak yeni paradigmada "değişim değeri" yerini "kullanım değeri" ne bırakmıştır. Bu kapsamda müşteri ihtiyacı giderilmek üzere ürün geliştirilen ve etkilenen bir kaynak değil, ortaklaşa hareket edilen ve işlem doğuran bir kaynak olarak değerlendirilmeye başlamıştır. İşletme artık değer yaratan değil müşteriye değer sunumu yapan konumuna gelmiş olmaktadır. Son gelişmelere paralel olarak yeni pazarlama tanımında "müşteri ilişkileri", "paydaşlar" ve "değer yaratma" yerini almıştır. Stratejik yönetim literatüründe de, rekabet avantajı sağlamaya yönelik teorilerde değişimler olmuş ve sektörel rekabet avantajı yaklaşımından işlemeye özgü kaynaklarına geçilmiştir. Gerek yeni pazarlama paradigması gerek dinamik kabiliyetler, işletmenin sürdürülebilir rekabet avantajı sağlaması için işlem doğuran kaynaklara odaklanmışlardır.
When formal marketing thought developed in the early 1900s, dominant perspective of marketing was about taking things "to market". After 1950 marketing thought moved to a "market to" orientation. This orientation reflects "product dominant logic". After radical changes in information technology, knowledge asymmetry between firm and customer is decreased and customer becomes operant resource instead of a resource to be acted on. Therefore, new marketing paradigm has been emerged and main focus moved from "value in exchange" to "value in use" and customer becomes collaborative partner. Firm can only provide value proposition. New definition of marketing comprises "customer relationship", "share holders", and "value creation". Apart from evolving of marketing thought, theories of competitive advantages have been also change form industry perspective to internal resource and dynamic capabilities. Both new perspectives of marketing and dynamic capabilities are focus on operant resource such as knowledge and skills to sustain competitive advantages.