Makale özeti ve diğer detaylar.
1936 tarihli İş Kanunu, grev ve lokavt yollarına başvurulmasını yasaklamış; iş uyuşmazlıklarının çözümü için zorunlu uzlaştırma ve hakem yoluna gidilmesini öngörmüştür. Kanun’la, ağırlıkla devlet görevlilerinden oluşan ve görevi toplulukla iş uyuşmazlıklarını çözüme kavuşturmak olan il hakem kurulları kurulmuştur. Taraflara bu kurulların aldığı kararlara, ulusal düzeyde kurulmuş olan Yüksek Hakem Kurulu nezdinde itiraz edebilme olanağı da tanınmıştır. Toplulukla iş ihtilafları, Kanun’un getirdiği bu sistem içerisinde, işçilerin, işyeri düzeyinde toplu bir biçimde hak arayabilmelerinin ve çalışma koşullarına etki edebilmelerinin tek aracı olarak ortaya çıkmıştır. İşçiler, 1939-1963 yılları arasındaki dönemde, uygulamada karşılaşılan çeşitli aksaklıklara rağmen, bu aracı sınırlı bir biçimde kullanmıştır. Mekanizma, 1951 yılında sendikaların toplulukla iş uyuşmazlığı çıkarma hak ve yetkisinin tanınmasının ardından daha etkin bir biçimde kullanılabilmiştir. Çıkarılan uyuşmazlıkları karara bağlayan Yüksek Hakem Kurulu’nun kararlarının Resmi Gazete’de yayınlanmış olması, döneme ilişkin pek çok verinin günümüze ulaşabilmesini sağlamıştır. Çalışmada belirtilen döneme ait Yüksek Hakem Kurulu kararlarının taranması yoluyla, bu mekanizmanın çalışma koşulları üzerindeki etkisi belirlenmeye çalışılmıştır. Çalışmada toplulukla iş uyuşmazlıklarının daha çok sendikalar tarafından kullanıldığı, uyuşmazlıklara konu olan başlıca talebin ücret artışları olduğu ve bu mekanizmanın kullanımının, ücretler başta olmak üzere, çalışma şartları üzerinde sınırlı da olsa bir iyileşme sağladığı belirlenmiştir.
Turkish Labor Code of 1936, outlawed strikes and lockouts and instituted a system of conciliation and compulsory arbitration for all labor disputes. Labor Code, established local arbitration councils for resolution of collective labor disputes and a Supreme Arbitration Council for resolution of appeals. In period of 1939-1963, to provoke a collective labor dispute had become the only mean for workers to demand collective rights and to influence working conditions at workplace level. Despite several imperfections emerged during practice of this system, workers used this mechanism in a limited way by the mediation of their representatives between the period of 1939-1951. In 1951, Turkish Labor Code was amended and trade unions’ right to provoke collective labor disputes was recognized. After trade unions had entitled to provoke collective labor disputes, this mechanism was used more effectively by workers and their representatives. Supreme Arbitration Council resolutions which had settled collective labor disputes were published on Official Journal of Turkish Republic and thanks to this, data regarding this period could be found on issues of Official Journal. This paper questions whether collective labor disputes of the period of 1939-1963 had became an effective tool for workers’ struggle to provide better living conditions for themselves. Supreme Arbitration Council resolutions of 1939-1963 were reviewed in order to attain information about conditions of workers.