Makale özeti ve diğer detaylar.
The attainment of a "virtuous polity," in which citizens interact with one another in accordance with public virtues, occupies an important place in civic republican thought. To a great extent, contemporary republicans believe that such a virtuous polity can be created and maintained through a civic education that emphasizes what is common among citizens and makes individual citizens prefer public interest to their material self-interests. However, the contemporary republican view of civic education seems to be inadequate to provide a selective incentive. This article argues that the virtuous polity that republicans want to create displays characteristics similar to those of public goods in that once it is created it benefits everybody regardless of personal contributions to the provision of it. To the extent to which it displays features similar to those of public goods, a virtuous polity is subject to one particular problem of collective action: free-ridership. Mancur Olson's (1971; 1982) solution to this specific problem, namely, selective incentives, can provide us with a way to deal with this problem. Here, it is argued that a selective incentive can be found in the principle of self-interest properly understood. In this view, the private interests of individuals give them concrete stakes in the well-being of the republic. In this sense, citizens' stakes can be seen as selective incentives.
Vatandaşların kamusal erdemler temelinde birbirleriyle karşılıklı etkileşimde oldukları bir "erdemli rejim" yaratmak yurttaş cumhuriyetçi düşüncede önemli bir yer işgal etmektedir. Çağdaş cumhuriyetçiler böyle bir erdemli rejimin, vatandaşların ortak değer ve çıkarlarını vurgulayan ve onların kendi maddi çıkarlarının yerine kamusal çıkarları tercih etmelerini sağlayan bir vatandaşlık eğitimiyle yaratılıp idame ettirilebileceğine inanmaktadır. Ancak, çağdaş cumhuriyetçilerin yurttaşlık eğitimi anlayışı bir seçici teşvik sunmakta yetersiz görünmektedir. Bu makalede, cumhuriyetçilerin yaratmak istedikleri erdemli rejimin, bir kez yaratılması halinde onun yaratılmasına katkıda bulunsun ya da bulunmasın herkesin faydalanmasına açık olması anlamında kamu malları ile benzer özellikleri sergilediği ileri sürülmektedir. Kamu mallarıyla benzer özellikler sergilediği ölçüde, erdemli rejim spesifik bir kolektif eylem sorunu içermektedir: bedavacılık. Bu spesifik soruna Mancur Olson'un (1971; 1982) getirdiği çözüm seçici teşviklerin bize bu problemle başedebilmek için bir yol sunabileceğidir. Bu makalede, doğru anlaşılmış öz çıkar ilkesinde bir seçici teşviğin bulunabileceği ileri sürülmektedir. Bu görüşe göre, bireylerin özel çıkarları onları kamunun refahında çıkarı olan kişiler haline getirir. Bu anlamda, bireylerin menfaatleri seçici teşvikler olarak görülebilir.