Makale özeti ve diğer detaylar.
The article concentrates on Michel Foucault's concept of critical ontology. The emphasis is on the demonstration of the theoretical viability of the concept by way of questions posed by Martin Heidegger and Hannah Arendt. As a "philosophical ethos" and a "philosophical attitude," critical ontology is explored with regard to the Heideggerian conception of thinking and being in the world. As a philosophical life, in turn, critical ontology is subjected to a discussion that revolves around Arendt's arguments on the predicament of the philosopher in the realm of human affairs. The article concludes that critical ontology is beyond a Heideggerian orientation toward "meditative thinking" just as it is beyond the Arendtian problem of truth in the public realm.
Bu makale, Michel Foucault'nun eleştirel ontoloji kavramı üzerinde yoğunlaşmaktadır. Martin Heidegger ve Hannah Arendt kaynaklı sorularla karşı karşıya getirilerek, eleştirel ontoloji kavramının teorik kıymeti vurgulanmaktadır. Foucault'da eleştirel ontoloji öncelikle bir "felsefi ethos" ve "felsefi tutum"dur. Bu bağlamda Heidegger'in düşünme ve dünyada varolma sorunsalıyla birlikte irdelenmektedir. Diğer yandan eleştirel ontoloji, bir felsefi yaşamdır. Bu felsefi yaşamın niteliği ile Arendt'te insanların dünyasında filozofun yaşantısı problemi bir arada ele alınmaktadır. Makale, eleştirel ontolojinin Heidegger'de "meditatif düşünme"ye yönelişi, Arendt'te ise kamusal alanda "doğru" kavramının yarattığı problemleri aştığını özetleyerek biter.