Makale özeti ve diğer detaylar.
In this article, the articulation of Heideggerian existentialism to the post-Marxist theory of politics is examined critically. With this articulation, post-Marxism aims to grant politics an ontological status by using concepts which are detached from their philosophical context. The article argues that this articulation is problematic, as the theoretical and philosophical problems generated by this incorporation remain unresolved. However, it also argues that this problematic articulation reveals the inherent theoretical limitations of post-Marxism, which are basically related to the dissolution of "the social" from the theoretical horizon of post-Marxism.
Bu çalışmada Heidegger'in varoluşçu felsefesinin post-Marksist siyaset kuramına eklemlenmesinin eleştirel bir değerlendirmesi yapılıyor. Bu bağlamda Heidegger'in felsefesine özgü kavramların ait oldukları bağlamdan koparılarak siyasete ontolojik bir nitelik kazandırmak üzere kullanıldığı ancak bu girişimin 'sorunlu' olduğu vurgulanıyor. Ayrıca, kuramsal ve felsefi olarak çözülememiş olan bu eklemlenmenin post-Marksist siyaset kuramının içsel sınırlarını açığa çıkardığı tartışılıyor ve bu sorunun büyük ülçüde "toplumsal" olanın bu kuram içinde kayboluşuyla ilgili olduğu sonucuna varılıyor