Makale özeti ve diğer detaylar.
'Privileged Partnership' is a special status supported by a group of European leaders as an ultimate solution for Turkey's integration into the European Union. Although its definition and content remains vague, privileged partnership is a third way of engagement which is something less than full membership and more than regular partnership. This article suggests that the most significant question in order to justify European intentions behind this proposal is to ask if Turkey is really that much different from existing EU member states so that a brand new status needs to be formulated for Turkish enlargement. The research will be based on a comparative study among Turkey and two groups of 'dissimilar' EU member states including new members from Central and Eastern Europe as well as founders of the European integration. A multidimensional and integrated framework will be used and a number of relevant indicators in demographic, political, economic, social and security aspects of Turkey and the selected EU members will be analyzed. Finally, the aim of this study is to clarify whether Turkey is substantially different from the 'old' as well as 'new' EU members and therefore 'privileged partnership' can be justified on rational grounds or whether the proposal of 'privileged partnership' is based on normative factors and it is an indicator of the EU's bias against Turkey's full membership due to cultural and religious differences.
"İmtiyazlı Ortaklık," Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne katılım sürecinde ortaya atılan ve entegrasyon için nihai sonuç niteliği taşıyabilecek özel bir statüdür. Tanımı ve içeriği belirsiz olsa da AB üyeliğinden daha düşük fakat sıradan bir ortaklıktan daha yüksek derecede bütünleşme sağlayacağı düşünülebilir. Önemli olan soru, bugüne kadar AB'ye başvuran tüm ülkelere vaat edilen tam üyelik statüsü söz konusu aday Türkiye olduğunda neden özel bir ortaklık olarak değişmektedir? Bu makalede sorgulanan ana fikir, rasyonel değerlerle incelendiğinde Türkiye'nin gerçekten Avrupa Birliği ülkelerinden ve de özellikle yeni üyelerden, AB'ye tam üye değil de sadece bir ortak olabilecek derecede farklı olup olmadığı konusudur. Araştırma, iki gruba ayrılmış 'farklı'AB ülkelerinin Türkiye ile olduğu gibi kendi aralarında karşılaştırılması sonucunda imtiyazlı ortaklığın rasyonel bir dayanağı olup olmadığını açıklamayı amaçlamaktadır. Belirli AB üyeleri ve Türkiye'nin demografik, ekonomik, politik, sosyal ve güvenlik alanlarından seçilen ampirik göstergeleri çok boyutlu ve entegre bir çerçeve dahilinde karşılaştırılacak ve analiz edilecektir. Sonuçta bu karşılaştırma Türkiye'ye sunulan imtiyazlı ortaklık önerisinin arka planında rasyonel farklılıklardan oluşan bir temelin mi yoksa tamamen kültürel ve dini farklılıklar gibi normatif faktörlerin mi bulunduğu sorusunun cevaplanmasına yardımcı olacaktır.