Makale özeti ve diğer detaylar.
Dağlar, tepeler, ağaçlar ve kayalar hisseden, işiten, iyilik veya kötülük yapabilen varlıklardır; daha doğrusu bunları yapan onlardaki gizli güçlerdir.Eski Türkler bu varlıkların bizzat kendilerine değil, işte bu gizli güçlere takdis hissi beslemişler, özellikle Yer-Su anlayış ve inanışına, büyük değer vererek, onu kutsallaştırmış ve kişilik vermişlerdir. Suyun kutsallığına olan bu inancın ise şüphesiz günlük hayatta birtakım etkileri olmuştur. Orta Asya toplumlarının çoğunda, Oğuzlarda, Moğollarda, Sibiryalılarda ve çağdaş Altaylılarda suyun kullanılmamasıyla ilgili bazı yasak ve sınırlandırmalar uygulanmıştır. Anadolu’daki su kültü, İslam öncesi Türk kültüründe mevcut olan Yer-Su inanışlarının daha sonraki dönemlere yansıyan biçimleri olarak görülmüş, İslam ile beraber Müslüman Türk toplumunun manevi hayatında etkisini devam ettirmiştir. Bunların bir kısmı, asli fonksiyonları unutularak şekli harekete ve davranışlara dönüşmüş, bir kısmı, yeni dinin renkleri altına saklanarak hayatiyetini korumuş, bir kısmı ise, eğlence karakteri kazanmıştır.
Mountains, hills, rocks and trees are able to hear, feel and do good or bad or rather it is their secret power which makes them capable of doing all of these. Old Turks blessed not these beings themselves but the power in them and they especially sanctified the Earth-Water belief and understanding and personalized it. This belief towards the sanctity of water had some effects on daily life undoubtedly. Most of the Middle Asian societies such as Oghuzs, Mongols, Siberians and the modern Altai applied some prohibitions and limitations regarding the usage of water. The water cult in Anatolia was seen as the other forms of the Earth-Water belief existing in the pre-Islamic Turkish culture which were reflected on the other periods and it continued its effect on the spiritual life of the Muslim Turks along with Islam. As their actual functions are forgotten, some of these were turned into formal movements and behaviors, some other kept their vitality by hiding under the colors of the new religion while the rest gained an entertainment identity.