Makale özeti ve diğer detaylar.
Tarihin eski devirlerinden beri Türkler, doğan çocuklarına, onların doğumu sırasında olup biten önemli olayların, o esnada gördükleri nesnelerin, değer verdikleri muhtelif hayvanların, tabiat varlıklarının vb. isimlerini ad olarak verirken, benimsedikleri yeni dinin Türk kültüründe yol açtığı değişim, onların ad koyma kültürüne de yansımıştır. Son semavi din olarak İslamiyet’i seçen Türkler, eski adları yanına, benimsedikleriyeni dindeki samimiyetlerinin bir göstergesi olarak birer İslami isim de almaya başlamışlardır.
İlerleyen süreçte, özellikle Horasan, İran üzerinden Anadolu’ya, buradan Balkanlar’a geçip yerleşen Türk kitleleri arasında eski adlarını koruma geleneği yavaş yavaş kaybolarak, ad koyma kültüründe dinin belirleyici rolü tedricen hakim olmuştur. Bu durum, özellikle çok dilli, çok dinli, çok kültürlü yaşayışın baskın olduğu Balkanların muhtelif bölgelerindeki yerleşim merkezlerinde daha belirgin biçimde ortaya çıkmış ve son dönemlere kadar etkinliğini korumuştur. Makalede, bu gelişime bir örnek olarak, XIX. Yüzyıl ortası sayım kayıtları çerçevesinde, bir Osmanlı merkezi olan Şumnu’da yerleşik Türk sekeneninisim profili ve ad koyma kültürü incelenmiştir.