Makale özeti ve diğer detaylar.
Her toplumda sanatçının değeri, eserinin gördüğü ilgiyle ölçülür. Oysa sanatçı, egosu yüksek bir kişiliktir ve eserinin, dolayısıyla kendisinin görmezlikten gelinmesine rıza göstermez. Her şeyin belirli kurallar çerçevesinde sunulduğu ve kişiselliğin arka plana itildiği Osmanlı divan edebiyatında da geleneğin belirlediği ölçütler içerisinde üreten sanatçı, egosunu baskılamak durumundadır. Böyle bir konumda sanatçı, geleneğin baskısını nasıl aşar ya da kendisini/sanatını öne çıkaracak farklı yöntemler mi dener? Bu yazıda, sanatçının böyle bir ortamda kendisini rakipleri arasında fark ettirmek adına nasıl bir tutum içerisinde olduğu; tezkire önsözleri, divan dibaceleri ve mesnevilerin sebeb-i telif bölümlerinde yer alan eserin yazılış sebebi meselesinden yola çıkarak, incelenmeye çalışılacaktır.