Makale özeti ve diğer detaylar.
Sanat, rutinleşmenin körelttiği dünyayı, farklı açılardan yeniden görmemizi sağlarken verili olanı genellikle dışlar, formunu bozar ve başka bir biçimde tekrardan üretir. Sanatçı, dünyayı ve insanı dilde deneyimlerken körelen algılama biçimimizi sağaltmak uğruna metaforik dönüştürmeler de yapar. Genellikle don değiştirme, tebdil-i kıyafet etme, başka bir varlığa dönüşme gibi motifler; masallar ve mitoslardan beri en çok kullanılan dönüştürme figürleridir.
Orhan Pamuk Beyaz Kale’de geleneksel anlamdaki bu metaforik yer değiştirme deneyimlerinden faydalanmakla birlikte; kökensel olarak efendi/lik ve kölelik kavramlarının göreceliliğini ve birbirinin nasıl gölge arketipi, öbür-yüz’ü olduğunu anlatır. Felsefi anlamda ise köle, nesnenin verili yanlarını dönüştürerek efendisinin kullanımına uygun hale getirirken aslında kendini de yeniden kurgular, yaratır. Efendi ise, nesne aracılığı ile bağlantı kurduğu köle’ye daima bağımlı kalır.Makalede, Beyaz Kale romanındaki bu metaforik dönüştürme süreçleri efendi-köle diyalektiği bakımından incelenecektir