Makale özeti ve diğer detaylar.
Kazak halkının geleneksel dünya görüşü ile söz sanatının kaynağı diyebileceğimiz mitler; dünyanın yaratılışı, nelerin, nasıl, nere-den meydana çıktığı, sebebi ve safhaları, etrafımızı kuşatan çevrenin sırları ve özellikleri hakkında söylenen, insanoğlunun ilkel düşüncesinin sonucu meydana gelen olağanüstü anlatmalar, belki de inanışlar, anlayışlar. En eski mitlerin arasında gökyüzü cisimleri - güneş, ay, yıldız ve gezegenler hakkında söylenilen mitleri gösterebiliriz. Bu türdeki mitlerin başlıca farklılıklarını ve çok eski oluşlarını, gökyüzü cisimlerinin bir zamanlar insan olarak düşünülmesi ve onların birtakım sebeplerden (bazen de sebepsiz olarak) aya, güneşe, yıldızlara dönüşmüş olması şeklindeki inanışlardan anlamak mümkündür. Kazak mitlerinin arasında gökyüzü ile yerin, güneş ile ayın, yıldızlar ile gezegenlerin nasıl meydana geldiği, bunları kimlerin yarattığı ile ilgili olanlar oldukça azdır. Bunun sebebi, şüphe yok ki İslam dininin etkisindendir. Her şeyi yaratan sadece Allah olduğundan; ona ortak koşma olasılığı oldukça kısıtlı hâle gelmiştir. Halkın gökyüzü cisimleriyle kuşatılmış çevreleri hakkında anlatılan mitlerinden, onların yakından tanıdıkları, iç içe yaşadıkları hayat tarzları ve geleneklerinin görüntüsünü görebileceğimiz muhakkaktır. Kazak mitlerinin, Grek, Çin, Mısır mitolojileri gibi belli bir sisteme ve edebî bütünlüğe sahip olan, kölelik rejimindeki yönetici ve yönetilen ilişkilerini de içine alan diğer mitler gibi işlenmediği ortaya çıkmaktadır. Eski Türk boylarının kölelik rejimini tecrübe etmemeleri buna sebep olarak gösterilebilir.