Makale özeti ve diğer detaylar.
Bolşeviklere karşı başlattıkları savaşı kaybeden, Beyaz Orduya mensup pek çok asker ve sivil, Rusya'nın güneyi Kırım'a kadar çekildi. Kırım'da da tutunamayan Beyaz Ordu mensupları ve siviller gemilerle, 1925 yılına kadar zorunlu ikamet edecekleri İstanbul, Çanakkale ve Çatalca sahillerine doğru kaçmak zorunda kaldı. Yaşanan bu zorunlu göç, Rus aristokrasisi için yeni bir sürgünün başlangıcıydı. Beyaz Rusların, Osmanlı Devleti'ne sığındığı günler Türkler içinde kara günlerdi. Osmanlı Devleti işgale uğramış, fiilen yıkılmıştı. Fakat Türkler, karşı karşıya kaldıkları tüm olumsuz şartlara rağmen, sürgünler için her türlü insani desteği sağladılar. Osmanlı topraklarına gelen Beyaz Ruslar burada 6 sene yaşamış, İstanbul, Gelibolu ve Çatalca'da kısa sürede küçük birer Rusya kurmuşlardı. Altı senenin sonunda çeşitli uluslar arası kuruluşlarının da yardımlarıyla dünyanın değişik yörelerine dağılan Beyaz Ruslar arkalarında, kendilerine ait kültürel unsurların yanında gündelik hayatlarına dair bazı izleri de bıraktılar. Günümüzde İstanbul'da bu izlere az da olsa rastlanabilirken, Gelibolu ve Çatalca çevresinde yerleşik olanların izleri onların çekilmesi ile birlikte hızla silinmiştir. İşte bu çalışmada çok az işlenmiş bir konu olan Beyaz Rusların İstanbul'daki sürgün yıllarına ait bilgiler, temel kaynaklara dayalı olarak yeniden gözden geçirilecek, İstanbul ve Çanakkale'nin bilinmeyen bir yönü de ortaya konacaktır.