Makale özeti ve diğer detaylar.
Kafkasya ve Orta Asya'daki zengin petrol ve doğal gaz yataklarının küreselleşen dünyadaki enerji ihtiyacının karşılanması için dünya pazarlarına sunulması, bölgedeki Türk devletlerinin ekonomik, sosyal ve siyasi gelişmelerinin sağlanması bakımından büyük bir önem taşımaktadır. Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı projesi bu amacı gerçekleştirmeye yönelik ilk ciddi adımı meydana getirmektedir. Buna karşın söz konusu projenin hukuki çerçevesinin imzacı devletlerin lehine çizilebildiğini söylemek mümkün gözükmemektedir. Ancak büyük jeostratejik ve jeo-politik hedeflere ulaşılabilmesinin, bazen, sıra dışı hukuki yükümlülüklerle devletlerin kendilerini bağıtlamasını gerektirdiğinin de kabul edilmesi gerekir. Özellikle bölgede ilk defa böyle bir projenin gerçekleştirilecek olması, normal şartlar altında kabul edilmesi güç gözüken bir anormal hukuki yükümlülük rejimini doğallaştırmaktadır. Bununla birlikte, projenin hukuki temelini oluşturan "Transit Devlet Anlaşması" ile "Hükümetlerarası Anlaşmalar", uluslararası anlaşmalar hukukunca öngörülenin üzerinde bir sorumluluk rejimiyle imzacı devletleri uluslararası bir şirketler konsorsiyumuna karşı bağıtladığı için, bundan böyle yapılacak anlaşmaların hükümlerini hazırlarlarken bölge devletlerinin daha dengeli bir şekilde hareket etmeleri yerinde olacaktır.
The transportation of oil and gas from the Caucasus and Central Asia to the global world market in order to meet the increasing global demand for energy in the world is very important for the economic, social and political developments of the countries in this region. For this reason, such big projects as Baku-Tbilisi-Ceyhan Pipeline are required. With the help of such projects, the regional states will be able to have effective and stable governments through regional and global integration. Moreover, the international community will give them an overall strategic importance. However, the legal framework for the Pipeline Project, which is composed of the "Host Government Agreement" and the "Intergovernmental Agreement", does not appear as a document of good quality especially because it commits the signatory states to a consortium of international companies far beyond that foreseen by the international law of treaties. Therefore, the regional states are required to act much more cautiously in preparing the provisions of such agreements.