Makale özeti ve diğer detaylar.
Bu makalede, Almanya'nın birleşmesinden sonra çoğunluk toplumu ile farklı kökenlere sahip azınlıklar arasındaki ilişkilerde öne çıkan entegrasyon ve hoşgörü sorunları ele alınmaktadır. Türklerin Almanya'ya göçünün ellinci yıldönümünün kutlandığı bu yıl, azınlıkların halâ toplumsal ilişkilerde bir ötekileştirme ile karşı karşıya bulunduğu tespitinden yola çıkılarak bunun nedenleri üzerinde durulmaktadır. Öncelikle Almanya'da azınlıklara yönelik tartışmalara alışılagelmiş kavramlarda var olan bir belirsizliğin egemen olduğuna vurgu yapılan çalışmada, azınlıkların çoğunluk toplumu içerisinde eşitlik temelinde yaşayabileceği olası yeni yaklaşımlara günümüzde hâlâ egemen olan nitelendirmelerin engel teşkil edeceği ve dolayısıyla kavramsal boyutta bir belirginleşmenin çok kültürlü toplum olma beklentisine yardım edeceği vurugusu yapılmaktadır. Bu doğrultuda hoşgörü yerine kabul politikaları yanı sıra dışlama sonucuna yol açan önyargılar yerine birlikte yaşama kültürü gibi belirlemelerin ve kavramların eleştirel bir okumayla irdelenmesi gerektiği düşünülmektedir. Kavramsal netliğe bağlı olarak, gelecekte yeni sosyal ve kültürel politikalara dair düşüncelerin ve aynı zamanda kuramsal çalışmaların geliştirilmesinin mümkün olabileceğinin altı çizilmektedir.