Makale özeti ve diğer detaylar.
Bu çalışmada, Soğuk Savaşta büyük güçlerin mücadele sahası hâline gelen Orta Asya'da ABD, Rusya ve Çin'in kullandıkları araçlar ve süreçler ele alınmaktadır. Bu bağlamda bölge; nüfus, dil gibi araçların yanı sıra büyük güçlerin ulusal çıkar çerçevesinde devlet kurumları ile STK'ların, gönüllülerin de yoğun faaliyet gösterdiği alan olmuştur. Çalışmada, bölgede Rusya'nın bir düşman olarak algılanmadığı, emperyalist politikalar ile tarihi geçmişinin bilinmesine rağmen, başta dil ve nüfus olmak üzere kültür, eğitim gibi unsurların hâlâ Rusya'nın lehine işlemekte olduğu belirtilmektedir. Çin'in geleneksel düşman algılanmasından kurtulamadığı, bunun için çeşitli mekanizma ve araçlar kullandığına işaret edilen incelemede, ABD'nin ise ilk iki güce nazaran bölgenin "yabancısı" olduğundan, genel kabul görmüş araçlarla "dost, yardımsever" imajını yerleştirme peşinde olduğu savunulmaktadır.
This study investigates the tools and methods used by the United States, Russia and China in their struggle for gaining spheres of influence in Central Asia, which has become an area of struggle for the Great Powers. This region has become an area where tools such as language and demographics /population operate and where governmental and nongovermental organizations and volunteers work intensely to serve their national interests. The study indicates that Russia, even with its past imperialist policies, is not regarded as an adversary in the region and that factors such as language, population, cultural and educational ties are still working on its behalf. The study also points out that China has not stopped being perceived as a traditional adversary, and to alleviate this (problem) it uses various tools and mechanisms. The United States, on the other hand, as a "foreign/outside" power to the region, is trying to portray the image of a "friendly" and "helpful" entity by using generally accepted methods.