Makale özeti ve diğer detaylar.
Uluslararası sınırların ortadan kalktığı, sürekli ekonomik döngülerin ve çok taraflı serbestleşme sürecinin yaşandığı küresel rekabet ortamında ekonomik büyüme belirleyicilerinde de bir takım değişimler meydana gelmiştir. Solow (1956) ve Swan (1956) çalışmaları ile ortaya atılan Solow-Swan büyüme yada Neo Klasik büyüme modeli olarak adlandırılan teoriler, üretim fonksiyonun ölçeğe göre azalan getiriye sahip ve teknolojinin dışsal bir değişken olduğunu belirtmektedir. Ancak Neo Klasik büyüme teorisinin aksine İçsel büyüme teorileri, üretim fonksiyonun ölçeğe göre artan getiriye sahip ve teknolojinin içsel bir değişken olduğunu ileri sürmektedir. Romer (1990), Grosman ve Helpman (1991) ve Aighon Howitt'in (1992) İçsel büyüme literatürüne yapmış oldukları katkıların sonucunda Ar&Ge içsel büyüme modellerinde yerini almıştır. Bu çalışma 34 ülke için Araştırma ve geliştirme (Ar&Ge) harcamaları ve ekonomik büyüme arasındaki ilişkileri araştırmaktadır. 1997-2008 dönemine ait yıllık verilerle panel nedensellik testinin uygulanması, Ar&Ge harcamalarından ekonomik büyümeye doğru tek yönlü nedensellik ilişkisini olduğunu koymaktadır.
In the global competitive environment, where international borders have been abolished and multilateral liberalization process and economic cycles are experienced, also a number of changes have occurred in determinants of growth. The theories, called Solow-Swan growth or Neo-classical growth model, which is put forth with Solow (1956) and Swan's (1956) studies, states that production function has decreasing returns to scale and exogenous technology. But in contrast to Neo-classical growth theory, Endogenous growth theories suggest that production function has increasing returns to scale and endogenous technology. By reason of important contributions to endogenous growth literature by Romer (1990), Grossman and Helpman (1991), and Aghion and Howitt (1992) , Research & Development (R&D) is taken place in models of endogenous growth theories. This paper investigates relations between R&D and economic growth for 34 countries. Applying the panel causality method with annual data from 1997 to 2008 reveals that there is a unidirectional causal relationship running from R&D to Economic growth.