Makale özeti ve diğer detaylar.
Özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde süper güç olarak tanımlanan ABD‟nin 1990‟lı yıllardan itibaren dünya politikasındaki etkisinin sınırlandığı gözlenmektedir. Ancak bu bir yönüyle gerileme olarak değerlendirilebilecek yeni durum diğer devletlerin ABD karşısında güçlenmesi veya klasik güç dengesi sisteminin ABD aleyhine yeniden şekil almasından değil devlet-dışı aktörlerin artan rolü ile yakından ilişkilidir. ABD‟nin de etkin bir şekilde müdahil olmak istediği UCM‟nin kurulması sürecinde devlet-dışı aktörler, BM ve mahkemenin kurulması konusunda aynı düşünceyi paylaşan devletler arasında kurulan geniş koalisyon yeni diplomasi örneği sergilemiştir. Bu yeni diplomasi sürecinde kullanılan araçlar ABD‟nin etkinliğini azaltmış ve sürecin ABD‟nin isteği dışında şekillenmesini de beraberinde getirmiştir.
New diplomacy, complex global governance and dancing with the superpower: the US, growing role of civil society and International Criminal Court. It is a common observation that the US has been declining since 1990s despite that it emerged as a superpower in the aftermath of the Second World War. This is particularly attributable to the growing role of the non-state actors rather than the expanding influence of the other states or redefinition of the classical balance of power system. The non-state actors, the UN and like-minded countries formed a broad alliance has emerged as a new example of new diplomacy during the creation of the ICC where the US also wanted to play a determinative role. The tools employed during this diplomacy diminished the role and influence of the US and contributed to the establishment of an ICC that the US did not desire or like.