Makale özeti ve diğer detaylar.
Vergi tarafsızlığı olgusu tüketim ve üretim marjları nispi değerlerinin vergi öncesi ve sonrası durumda değişmediği, yeni vergi uygulamaları vurgusunun vergi sonrası minimum düzeyde hissedildiği ve vergi öncesi bütçe olanakları doğrusunun vergi sonrası tüketim marjları konumuna göre farklı bir tasarruf-tüketim açısıyla biçimlenmediği kanunu irdeler. Vergi bulunmadığı döneme ilişkin dengede olan bir ekonominin vergi sonrası değişen üretim ve hane halkı tüketim ilişkileri, ikame oranlarının marjinal değişim oranlarına eşit olduğu noktada tekrar vergi sonrası dengeye ulaşmakta ve vergi sonrası bütçe olanakları farksızlık eğrileri tüketicinin tasarruf ve tüketim eğilimi nispi değerlerini belirlemektedir. Çalışmada 1990 sonrası hane halkı tüketim ve tasarruf eğilimlerinin vergi öncesi ve vergi sonrası düzenlemelere ilişkin durumu saptanmaya çalışılmış, dönemsel enflasyonist etkiyle birlikte bütçe olanakları kapsamında süregelen vergi sonrası farksızlık eğrilerinin konumu irdelenmeye çalışılmıştır.
First of all tax neutrality may be characterized by the fact that neither the ranking of investment and disposable income is reversed nor their volume is reduced. In the other hand tax neutrality in effects of disposable income and in investment may be defined as not changing the ranking of propensity to consumption and finance opportunities by taxation. This study on tax neutrality in Turkey results in the claim that the tax legislator and households should introduce a full loss-offset, if households does not want to impede risk taking by taxation. Additionally, the income tax of households represents an adequate taxation and tax neutrality guaranteed by taxing the gains, if household's ability to pay refers to realized occurred income. However, there are measurement problems concerning the tax cash-flow taxation as well as the tax neutrality and it's recent effects on disposable income of households and propensity to save.