Makale özeti ve diğer detaylar.
Avrupa Birliği'nin ekonomik bütünleşme sürecinin en son aşaması olarak nitelenen Ekonomik Parasal Birlik (EPB), sermaye hareketlerine konan tüm kısıtlamaların kaldırılmasını, üye ülkeler arasındaki konvertibilitenin gerçekleştirilmesini, bu konvertibilitenin korunacağı konusunda tam bir güvencenin sağlanmış olmasını ve milli paraların birbirine çevrilmesinde her türlü banka giderlerinin ortadan kaldırılmasını gerektirir. Bu amaçla Avrupa Para Birliği'ne yalnızca kararlar ve tedbirler almak koşuluyla ulaşılamayacağının, bunun yerine, oturmuş ve istikrarlı çalışma mekanizmalarına sahip temellerin kurulması gerektiğinin anlaşılmasıyla,. Toplulukta bir parasal istikrar alanı oluşturmayı amaçlayan Avrupa Para Sistemi (APS) 13 Mart 1979'da kurulmuştur. Bu gün için Avrupa Para Sistemi içinde Para Birliği'ne katılmanın koşullan Maastricht (Konvergenz) Kriterleri ile belirlenmiştir. Bu kriter dikkate alındığında Parasal Birliğe geçmeye hazır dört ülke Danimarka, İrlanda, Lüksemburg ve Hollanda'dır. Türkiye'nin enflasyon ve faiz oranlan kriterleri karşısındaki durumu oldukça sıkıntılıdır. Bununla birlikte 1990-1996 dönemi istatistik rakamlarına bakıldığında, Türkiye'nin devlet borçları kriterini tam olarak yerine getirdiği ve bütçe açığı kriterine de yaklaştığı görülmektedir. Ancak Türkiye aynı başarıyı kamu açıklan kriterinde gösterememiştir. Kamu açığı/Milli Gelir oranı % 9.6 ile AB ortalamasının hemen hemen 2 katıdır. Türkiye'nin gerek faiz oranları gerek döviz kuru istikran açısından EPB için öngörülen kritere uyum gösterebilmesi, kamu açığının ağırlıklı olarak iç borçlanma ile finansmanı politikasmda değişiklik yapılmasına bağlıdır. Bu şekilde iç borçlanma politikasının faiz oranını arttırıcı etkisi sınırlanarak, kısa vadeli sermaye girişlerinin, döviz kurunun rekabet gücünü, olumsuz yönde etkilemeyecek bir yapı içinde gelişmesi sağlanacaktır. Böylece TL'smrn yabancı paralar karşısındaki reel değerinin ekonomik rekabet gücü korunacak şekilde istikrarlı bir seyir izlemesi mümkün olacaktır.
Economic Monetary Union (EMU) which is qualified as the last rang of the economic integration process of the Union of Europe makes necessary the abolition of all kind of restrictions agains the free circulation of capitals within the union, the realization of the convertibility and a complete warranty about the protection of this convertibility and the annulation of the bank exrenses in currency exchanges, For this purpose the fact that European Monetary Union can not be reached only with decisions and measures, but with the installation of the of the basic stable labour mechanisms, permitted the foundation of the Europen Monetary System (EMS) on the 13th of March 1979 which has aimed a crention of a stable monetary field. Nowadays, the conditions of the participation to the monetary union in Europen Monetary System, have been defined with the Maastricht (Konvergenz) criterias. When these criterias are considered, the four countries to enter the monetary union are Denmark, Ireland, Luxemboury and Nederland. The situation of Turkey is very critical. If we take in consideration its inflation and interest rates. Neverthless when we take a look at the statistics for the period 1990-1996, we can see that Turkey has fully observed the state debts criterias and has almost renched the budget deficit criterias. But Turkey has not had the same performance in the public deficit criterias. The public deficit ant national income rate is 9.6 percent and it is twice of the European union average. The fact that Turkey could be in harmony with the criterias for EPB concerning the interest rate and currency rate stability depends on the change of politics in public financing system which gets interior debt. In this way the increasing effect of the interest rate of the interior indebtment would be limited and short term capitals would not effect negatively the competitive power of currency rate. So it will be possible for Turkish Lira to maintain its real value in front of the foreing currencies in a stable manner.