Makale özeti ve diğer detaylar.
Dünya ekonomisinde şimdiye kadar yaşanan pek çok krizden farklı olarak 2007'de Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD), ipotekli konut kredileri piyasasında ortaya çıkan kriz kısa bir süre içinde küresel bir nitelik kazanmış ve Türkiye ekonomisini de 2008'in ikinci yarısından itibaren etkisi altına alırken, reel sektörü olumsuz bir şekilde etkilemiştir. Reel sektördeki bu negatif görünüm özellikle işgücü piyasasına yansımıştır. Tarihsel süreç içinde sürekli olarak gerileyen kadın işgücüne katılımı, krizle birlikte daha da olumsuz bir seyir izlemiştir. Krizle birlikte kentlerde her beş kadından biri işgücüne katılırken, kırsal kesimde her dört kadından biri işgücüne katılmaktadır. Kadınların tarihsel süreç içinde işgücüne katılımında etkili olan ev hanımı olma, ataerkil gelenekler krizle değişim göstermemiş, bununla birlikte eğitim düzeyi arttıkça kadınların işgücüne katılımının da arttığı görülmektedir.
The financial crisis that had appeared in 2007 in the United States of America (USA) in the subprime mortgage credit markets, more differently from the aspects of the many financial crisis that world economics had been experienced so far, acquired a global qualification in a short time period and got the Turkish economy under the influence since the second half of 2008 by affecting the real sector negatively. This negative aspect reflected especially to the labour market. The woman labour force Participation which declines continiously in the historical course, followed a more negative trend with the crisis. While one fifth of each women participate to the labour force in the rural areas, on the other hand one fourth of each women participate to the labour force in the urban areas with the crisis. Factors such as being housewife, patriarchal traditions which are effective for women's labour force participation within the historical course, didn't change with the crisis however women's labour force participation increases as the educational attainment level increaes.