Makale özeti ve diğer detaylar.
Türkiye-İran sınırı ile ilgili olarak toplumdaki genel kanı, 1639 Kasr-ı Şirin Anlaşması'ndan sonra iki ülke arasında önemli sorunların yaşanmadığı, dolayısıyla herhangi bir sıcak çatışma meydana gelmediği ve sınırların bu tarihten günümüze kadar değişmeden kaldığı şeklindedir. Halbuki Batı'daki mücadeleler kadar olmasa da 1639'dan sonra da Osmanlı ile İran arasında irili ufaklı çekişme ve çatışmalar yaşanmış ve bu durum da sınır konusunda uzun süren anlaşmazlıkları beraberinde getirmiştir. Bu makalede, XVI. yy. dan yakın döneme kadar gelen çatışmalar ve sınır sorunları ele alınarak, yukarıda belirtilen genel kanının değiştirilmesine katkı yapılmaya çalışılmaktadır.
The public opinion in relation to Turkey-Iran border is that the two countries did not experience any major problems after the Kasr-i Sirin Treaty of 1639, so no serious military conflicts occurred between them; and borders remain unchanged from that date until today. In fact, after 1639 in small or large scales conflicts and clashes were experienced between the Ottomans and Iran even if they were not as serious as those in the Western world. This article will try to contribute to the efforts to change the above mentioned public opinion by dealing with the conflicts and border disputes from the XVI. century until recent times.