Makale özeti ve diğer detaylar.
A dramatic dismantling will surely show that Arnold Wesker's early plays represent the most amiable contestation of the New Left and the new conditions with the surprising yet desired success of the Labour. In early post-war years, Britons anachronistically hold the myth of the long Edwardian summer and thus reconnect with peace after the Great Wars. Unfortunately, though, the repressed memories of Wars haunt the writings and the aura of the age. That's why in Wesker's accounts, especially in his early corpus, Wars work double shift reminding us the hopes of the new generation and their disillusionment after the failure of the Labour. With this background in mind, our study tries to enlarge the theme of communist idealism and disappointment contested in Wesker's Chicken Soup with Barley. In this play, an angry young man through and through and a representative playwright of the first wave in post-war British drama, Arnold Wesker poignantly shows how politics works as an imperative upon the private and the personal and it is also the sexual politics that Wesker contests and subverts. These two issues further serve for his handling of ethnicity (Anglo-Jewry), class (proletariat) and gender (binary opposition).
Dramatik bir çalışma Arnold Wesker'ın ilk oyunlarının, İşçi Partisi'nin beklenen fakat şaşırtıcı başarısıyla gelen yeni dünya düzeni ve Yeni Sol hareketinin en hafif ve yumuşak tanıklığını gösterecektir. Savaş sonrası dönemin ilk yıllarında Britanyalılar anakroniktik bir şekilde uzun Edward yazları hayalini kurmuş ve bu yanılgıyla yeniden barışa kavuşmuştur. Buna rağmen, ne yazık ki bastırılan savaş hatıraları bir hayalet gibi dönemin yazınında ve atmosferinde etkisini gösterir. Bu yüzdendir ki Wesker'ın özellikle ilk oyunlarında savaş, yeni neslin hem ülkücülüğünü hem de hayal kırıklığını anımsatır bir şekilde iki boyutuyla var olmuştur. Bu bilgiler ışığında çalışmamız Arnold Wesker'ın Chicken Soup with Barley (Şehriyeli Tavuk Çorbası) oyununda komünist ülkücülük ve hayal kırıklığı konularını genişletmeye çalışıyor. Bu oyunda, savaş sonrası Britanya tiyatrosunun tipik oyun yazarlarından her anlamda kızgın bir genç olan Arnold Wesker acı bir şekilde politik olanın bireysel ve kişisel olan üzerinde nasıl şekillendirici bir etkisi olduğunu gösterir. Ayrıca değiştirdiği ve karşısında mücadele verdiği şey aynı zamanda cinsiyet politikasıdır da. Bu iki sorun daha sonra onun etnisite (İngiliz- Yahudiliği), sınıf (emekçiler) ve cinsiyet (ikili zıtlıklar) konularını ele alışını da etkiler.