Makale özeti ve diğer detaylar.
Bir edebi eserin psikanalitik açıdan incelenmesinde, esas olarak bu eserin bilinçdışının açığa çıkarılması önemlidir. Sylvia Plath’in ünlü romanı The Bell Jar’ın psikanalitik bir okuması ile romandaki temel fantezinin intihar olduğu söylenebilir. Bu çalışmada, ana karakter Esther’in zihnindeki intihar düşüncesinin psikanalitik kökeninin, Freudcu “ölüm itkisi”yle ve Lacancı anneyle birlik halinde bulunulan arkaik bütünlüğe geri dönme isteği teorisiyle ilintili olduğu savunulmaktadır. Bu açıdan, ana karakterin ifadeleri ve biyografik bilgilerine dayanarak, intiharın bir ölüm değil acı çeken psike için bir çözüm, arzulanan bir olgu, olarak görüldüğü ve bu çözümün anne rahmine geri dönüş yolunda yattığı ortaya konulmaktadır.
In a psychoanalytic reading of a literary work, it is basically important to
dig the unconscious of that work. By a psychoanalytical reading of Sylvia Plath’s wellknownnovel The Bell Jar, it could be said that the main fantasy in the novel is suicide. Inthis study, it is asserted that the psychoanalytic origin of suicide in the main character’smind, who is Esther, is related to Freud’s “death instinct” and Lacan’s theory aboutthe wish to return to the archaic wholeness with mother. In this respect, based on thestatements and biographical data of the main character, it is mentioned that suicide, asvca desired phenomenon, is seen as a solution not dissolution for the suffering psyche and this solution lies on the way that is returning to the mother’s womb.