Makale özeti ve diğer detaylar.
Son devir Osmanlı aydınları arasında önemli bir yere sahip olan Şehbenderzâde Filibeli Ahmet Hilmi; sıkıntılı memuriyet hayatı, hapis ve sürgünler yaşamış bir fikir adamıdır. Sirkeci postanesinde başlayan devlet memuriyeti, Abdülhamit devri siyasî çalkantıları arasında İzmir ve Beyrut’ta devam etmiş, siyasi sebeplerle Mısır’da son bulmuştur. Beyrut’tan Mısır’a uzanan firar hadisesi; memuriyetten men, tutuklanma ve mahkûmiyetle neticelenmiştir. Bu cezaların ardından Fizan sürgünüyle karşılaşmış, ancak II. Meşrutiyet’ten sonra İstanbul’a dönmüştür. İttihat ve Terakki döneminde neşrettiği gazete ve dergiler, kaleme aldığı makale ve kitaplarla büyük bir şöhret kazanmıştır. Türk Edebiyatında Osmanlı Sultanına ithaf edilen tek Türk romanı Öksüz Turgut’u da bu dönemde yazmıştır. Lâkin, yazarın rahata erdiği bu günler çok sürmemiş, yeni iktidara yönelttiği eleştiriler sebebiyle Bursa’ya nefyedilmiştir. Makalede, söz konusu romanın Sultan Reşad’a ithafı, Filibeli Ahmet Hilmi’nin Bursa’ya sürülüşü, af talebiyle Mebusan Meclisi’ne müracaat etmesi ve Sultan Reşad tarafından affedilerek İstanbul’a geri dönmesi gibi, yazar hakkında bu güne kadar bilinmeyen bazı konular ele alınmıştır.
Şehbenderzâde Filibeli Ahmet Hilmi who had a distinguished place among the late period Ottoman intellectuals was a man of thought who experienced civil service full of troubles, prison life and exiles. His civil service life started in Sirkeci Post Office, continued in İzmir and Beirut during the political disorder in the period of Abdülhamit and ended in Egypt due to the political reasons. Ahmet Hilmi’s escape from Beirut to Egypt resulted in dismissal from the civil service, arrest and conviction. After these penalties, he was exiled to Fizan and returned to İstanbul after the second constitution. In the period of İttihat ve Terakki, he had a great reputation in the Otoman Empire by the newspapers and magazines he issued and by the articals and boks he wrote. He wrote “Öksüz Turgut” which was the only novel dedicated to an Otoman Sultan in Turkish literature in this period. However, the writer happy days didn’t last for a long time and criticisms he was forced to go Bursa due to his about the new party in power. In this article, the obscure points suchas the dedication of the novel to Sultan Reşad, Filibeli Ahmet Hilmi’s exile to Bursa, his application to Grand National Assembly for an amnesty and his return to İstanbul after being forgiven by Sultan Reşad are studied.