Makale özeti ve diğer detaylar.
Evrensel niteliğine rağmen, felsefe, bir kültür çevresinde ortaya konulabilen bir düşünme etkinliğidir. Bir bütün olarak evrene bir tavır alışı gerektirir. Diğer düşünme biçimleri gibi, belli bir kültür içinde yaratılıp evrensel kültüre katılır. Bir kültüre ait olup evrensel kültüre katılmak için düşünmenin ana dilde yapılmış olması gerekir. Ama tüm bunlara sahip olmak felsefe yapmak için yeterli değildir. Eklenilecek ya da bağlanılacak bir geleneği zorunlu kılar. Devamı da ancak bu kültürel çerçeve içinde eklenilen geleneğin yeniden okunması, şimdileştirilmesi, günümüze taşınması ile mümkündür. En önemli görevi, belli bir geleneğe bağlı kalmak, ama değerleri olabildiğince, en acımasız bir biçimde eleştirmek olan felsefenin diğer düşünme biçimlerinden ayrılan yönü, akıl ve eleştiri zemininde üretiliyor olmasıdır. İdeal bir felsefi düşünce geleneğinin şartı da dini ve siyasi kaygılardan uzak bir düşünce biçimi oluşturabilmektir. Bu yazıda, yukarıda belirtilen çerçevede, “dünya problemleri karşısında her kültürün belli bir düşünce geleneği içinde bir tavır alışı olmalıdır” olgusundan hareketle ‘Türkiye’de felsefe’ ve Türkiyede felsefe yapmanın olanakları üzerine bazı değerlendirmelerde bulunulacaktır.
Philosophy is a thinking activity, exhibited in a surroundings of culture in spite of its universal character. İt involves a attitude as a whole. As other ways of thinking, it is created in a particular culture and added to universal culture. İt is necessary that thinking had made in primitivr language in order to belong to any culture and add to universal culture. But this is not enought; philosophizing required to be occupied with a tradition. İts going on, also, it is possible with rereading and nowing of this tradition. The condition of philosophical tardition of thinking is to able to constitute a type of thinking which is far from religious and political worry.