Makale özeti ve diğer detaylar.
Günümüzde bilimsel-teknolojik gelişmelerin baş döndürücü bir hıza ulaşması, insanoğlunu bu gelişmelerin ortaya çıkardığı nükleer tehlike, çevre sorunları, insanın ontolojik anlam ve değerini yitirmesi gibi pek çok sorunla yüzyüze getirerek, onu bilim ve teknolojinin karşıt iki yüzünün olup olmadığını sorgulamaya yöneltmiştir. Zira sözü edilen gelişmeler, insanı daha insancıl, daha uygar ve daha mutlu kılmayı başaramamış; insan anlam ve değerine uygun bir yaşam standardına ulaşamamış; insan ve doğa yine insan aracılığıyla tahrip edilmiştir. Bu çalışmada, bilimsel-teknolojik başarıların yaratıcısı ve yönlendiricisi konumunda olan insanın, ‘insan olma sorumluluğuna’ dikkat çekilerek bilimsel-teknolojik gelişmeleri insani değerler ve toplumsal amaçlarla uyumlu hale getirmenin ve etik bilinçle hareket etmenin gerekliliğine vurgu yapılmaktadır.
The dazzling pace of scientific and technological developments has made human beings subject to many problems such as nuclear hazard and environmental problems and resulted in a loss of his ontological meaning and value, and also led him to question whether science and technology had two opposite faces because the above mentioned developments failed to make human beings more humane, more civilized and happier; human beings could not achieve a life standard in line with his value and meaning; and human and nature have been destroyed by human himself. This study, pointing to the human-being responsibility of human as the producer and driver of scientific and technological developments, underlines the necessity and need to make scientific and technological developments in conformity with human values and social goals and to act in accordance with ethic conscience.