Makale özeti ve diğer detaylar.
Bu çalışmanın amacı, hem aynı kültür dairesi içinde yer alan hem de farklı etkileşim alanları içinde bulunan komşu iki kültürün, süreç içinde ürettikleri beden kavramını, anlatı metinleri içinde nasıl biçimlendirdiklerini ve bunu sinematografik anlatılarına nasıl yansıttıklarının ipuçlarını aramaya yöneliktir. Beden, her zaman için üzerine giydirilmiş tanımlamalardan çok, zamanın ve coğrafyanın yarattığı toplumsal zihniyetler doğrultusunda şekillenip yeniden anlam yüklenen kavram olagelmiştir. ‘Beden-zaman-mekân’ ilintisi, karmaşık bir ağ içinde, toplumun kül-türel topografyasını belirleyen epistemolojik parametrelerden biri olarak kabul edilmekte ve doğaldır ki bu parametre, bir anlatı formu olarak sinemada da benzer şekilde yerini almaktadır.
This study is aimed at searching for the hints about how they figurate in narrative texts the concept of body which they produce during the process and re-flect to their cinematic narratives in two contiguous cultures which both take place in the same cultural circle and have different interaction areas. The body, in most times, rather than being a dressed up portray, has to be a concept attributed a mean-ing to itself in the direction of a social mentality created by age and geography. The connection of ‘body-time-location’ is accepted, in a complicated web, as one of the epistemological parameters detecting cultural topography of the society and natu-rally this parameter, takes place in cinema similarly in a narrative form.