Makale özeti ve diğer detaylar.
Manzara resminin Uzakdoğu ve Doğu toplumlarının sanatında çok eskiden beri önemli bir yeri olmuştur.Bu toplumların doğaya karşı olan tutkuları yüzyıllar öncesinden sanatlarına yansımıştır. 16. yüzyıldan itibaren manzara topografik görünümleri ile Türk Minyatürleri'nde yer almaya başlamıştır. 18. yüzyıldan itibaren manzaraya karşı olan tutku ve heves cilt kapaklarına kadar yansımıştır. Cilt kapaklarında, ahşap ve duvar üzerindeki süslemelerin yerini manzara resimleri almıştır. Devam eden bu tutku 19. yüzyılda yağlı boya tuval resimlerine dönüşmüştür. İlk denemelerinin asker ressamlarımızca gerçekleştirildiği manzara temasının Batıllılaşma dönemi Türk Resim Sanatı içerisinde ayrı bir yeri olmuştur. Manzarayla başlayan bu süreç daha sonraki dönemlerde de akademik bir gelişim içinde devam etmiştir. Bu makaleyle, minyatürlerden başlayarak, manzaranın Türk Resmi Sanatı içinde 1930'lara kadar olan gelişimi "teknik, üslup ve pentüral" bakımdan incelenmesi amaçlanmıştır. Manzara resminin Türk Ressamları tarafından nasıl algılandığı dönem dönem incelenerek netleştirilmeye çalışılmıştır. Manzara resminin 1930'lara kadar gelişim ve olgunlaşma aşamaları Türk Ressamlarının eserlerinden seçkin örneklerle tartışılmıştır. Başlangıçta fotografik bir desensel kesinliğe sahip olan yağlıboya manzara resmi, devam eden süreçte olgunlaşarak, 20. yüzyılın başından itibaren yerini pentüral biçime bıraktığı saptanmıştır. Ayrıca, başlangıçta Türk Ressamları'nın neden manzara resmini tercih ettiklerine de bir açıklık getirilmeye çalışılmıştır.
Landscape painting holds an important place in the art of the societies in the East a nd the Far East. The passion for the nature of these societies has reflected on their works of art for centuries. Since the 16th century, landscape has started to take place in Turkish miniatures with topographic views. Beginning from the 18th century, the passion and enthusiasm for the landscape have started to reflect on the covers of the volumes. The decorations on the wood and the walls were replaced by the landscape paintings. The passion which keeps going has been transformed into the oil canvas paintings in the 19th century. The Westernization era in the landscape theme, which was initiated by painters who were graduates of the military schools, has taken an exceptional place in Turkish painting. This process which started with landscape continued in an academic development in the subsequent periods. This article studies the landscape in Turkish painting dating back to 1930s as regards technique, style and paint; discusses these in the context of the problem of landscape of Turkish artists and Turkish people interested in landscape painting. It has been tried to clarify how the landscape painting had been perceived by Turkish painters in the periods. The stages of development and maturation of the landscape painting until 1930s were discussed with distinguished samples of Turkish painters' works. At the beginning, the landscape oil painting that had precision of photographic patterns maturated in the process and left its place to pentural shape. It was detected that beginning from the early 20th century. In addition, it was tried to clarify why Turkish painters preferred the landscape painting at first.