Makale özeti ve diğer detaylar.
1950’lı yıllardan sonra sanat çevrelerinde bazen bir ekol, bazen kişisel bir üslup bazen de sanat olup olmadığı tartışılmaya başlayan naif resim, şöyle ya da böyle, hem dünya sanatı tarihi hem de Türk sanatı tarihinde kendine bir yer bulabilmiştir. Hayali, gerçek, duygusal, vahşi, çocuksu, coşkulu, fantastik, acemi, bağımsız, içgüdüsel kavramlarının iç içe girdiği imgesel bir bütünlükte ve pek çok zıtlığı içinde barındıran naif resim, bir dönemin önemli bir ilgi kaynağı olmuştur. Naif resim tartışmaları halk resminin araştırılmasına da bir anlamda neden olmuştur.
Bu çalışmada naif resmin zaman, mekan, konu, renk ve kompozisyon özellikleri sembolik açıdan tartışılmıştır. Naif resimlerde yer alan kurgu ve plastik unsurların benzer ve farklı yönleri nesnel bir bakış ile incelenmiştir.
Naive painting has been able to find a place in both Turkish and World History of Art although in art societies after 1950’s it has been discussed some times as an ecol, sometimes as an individual style and even sometimes if it is and art or not. Naive painting where concepts of imagination, reality, sensitivity, wildness, childishness, fantasy, awkwardness, independence are mixed has been a focus of interest for a period of time. Discussions on naive painting have also caused folk painting to be researched.
In this article, time, space, theme, color and composition properties of naive painting have been discussed in terms of symbol. Similar and different sides of fiction and plastic elements taking place in naive paintings have been investigated through objective point of view. Key Words: Naive, Pure Heart, Image, Symbolic Fiction