Makale özeti ve diğer detaylar.
Kadınlar ve din arasındaki ilişki tek yanlı, durağan veya değişmeyen nitelikte bir ilişki değildir. Kadınların dini yaşama biçimlerinde farklı bir takım yolların varlığı söz konusudur. Din konusundaki toplumsal cinsiyet araştırmalarında eşitlik, güncel bir ilgi noktası oluştururken, denklik ya da tamamlayıcılık da belli çalışmalarda başka bir boyutu temsil etmektedirler. Bunların tümü, Müslüman kadınların erkeklerle ilişkisi noktasında ana örüntüleri oluşturmaktadırlar. Bu çalışma, bir Türk kadın grubuna üye kişilerden hareketle, yukarıdaki sınıflandırmanın ötesine geçme yolları bakımından bir girişimi temsil etmektedir. Burada eşitlik, tamamlayıcılık ve melezleşme şeklinde üçlü bir sınıflandırma yoluna gidilmektedir. Bu grubun etkinlikleri gözlemlenerek ve bu kadınlarla görüşmeler yapılarak, bu konuda daha farklı bir sınıflandırmaların gerekli olduğu noktası da ortaya konmaya çalışılmıştır. Özellikle son örüntünün, belirsiz doğası nedeniyle gelecekte daha derin bir şekilde incelenmesi gerekecektir.
The relationship between women and religion is not one-sided, static and unchanging one. There are different ways in which women experience their religion. In gender studies on religion, equality is an actual interest. Equity or complementarity represents another dimension in certain studies. These seem as the main patterns in the studies about Muslim women’s relationships with men. This essay is an attempt to go beyond this classification focusing on the members of a Turkish women group. Participating in the activities of this group and interviewing with these women, it is pointed out that we need a different classification which consists three parts as patterns of equality, complementarity and hybridization. Due to its ambiguous nature, it seems that the last pattern needs to be studied more closely in the future.